Şu hayatta en çok keyif alığım şeylerden birisidir yaşayan tarihlerle konuşmak.
Yılların eskitemediği birbirinden değerli şahsiyetleriyle Aksaray ile ilgili geçmişten günümüze sohbet etmenin lezzetini anlatamam.
Birisi ilimizin en eski sanayicisi, hakikaten iş kolik Hanifi Dinç diğeri basın sektörünün duayen ismi Ahmet Erbaş…
Dün, gazetemizde ilimizin önemli bu iki güzide insanıyla sohbet etme imkânım oldu.
Aslında sohbetten çok onlar anlattı ben dinledim.
İki koca çınar geçmişten günümüze ilimizde değişen birçok konuyu konuştular.
Değişen insanlar, zenginleşmeye çalışan gösteriş meraklısı hayatların borç içindeki yaşamları…
Aksaray’ın dünden bu güne sanayisinden başladık sohbete, her evin önünde 2 arabaya kadar geldik.
“Eskiden, ah eskiden ticaretin bir tadı vardı” diyor Hanifi baba, yapılan işten güçten keyif alırdık.
Şimdi her şey olmuş dijital ilişkiler naylon. Önceden bir selamla tonlarca ham madde alırdık.
Şimdilerde piyasalardaki ‘vur kaçcılar’ yüzünden babası oğluna güvenemez bir halde yapılıyor ticaret.
Yapılacak yeni sanayi projesi üzerine de konuştuk elbet. Hanifi babanın mevcut sanayide epey bir yeri var.
Hafi baba mevcut sanayideki yerini Organize’ye taşımayı düşünüyor “Dağınık olmamalı iş yerleri evlat” diyor.
Hatta onun tabiriyle “çift kapıdan bir iş yerine girmemek gerek “ Yeni sanayi projesini beğendiğini dile getiren duayen iş adamı Hanifi Dinç, “Ah diyor bilmez yeni nesil insan gibi yaşama alanları olmalı. Ben 50 yıllık sanayiciyim ömrüm geçti buralarda, biz bu sanayinin her türlü zorluğunu yaşadık.
Şimdilerde yeni, insanca yaşam alanları kurmak için çalışmalar var neden mırın kırın ederler anlamak mümkün değil” diyor.
“Hallolmayacak, çözüme kavuşmayacak mesele kaldı mı günümüzde? Her şeyin elbet makul bir çözümü vardır. Bence biz bazen ne istediğimizi bilmiyoruz” diyor.
Yılların duayen iş adamı her kesimin yakından tanıdığı, bildiği, sevdiği yılların Hanifi babası, sanayiciye iş adamlarına ders olarak okutulmalı.
Hanifi babanın yılların birikimi yeni yetme iş adamlarında olsa 2 yıla kalmaz iflas ederler.
Bir adam düşünün; yaş 70, ne zaman Organize’deki fabrikasına gitsem elleri çalışmaktan nasır bağlamış Hanifi Baba bir işin başında ya da bir iş makinası kullanıyor.
Onun bu halini görünce takılıyorum kendisine; senin yaşındakiler evden çıkmıyor, nedir sendeki bu çalışma azmi diyorum.
Evlat diyor; çalışmak zorundayız ülkemiz insanın en büyük sorunu çalışmamak, üretmemek. Ölene kadar çalışmak üretmek zorundayız muhannete muhtaç olmamak lazım evlat diyor.
Oysa Hanifi babanın serveti 7 ceddine yeter de artar bile…
İlerleyen yaşına rağmen birçok iş beğenmeyen, rahat para kazanmayı, kısa yoldan köşeyi dönmeyi düşünen gençlere yaşayan ibretlik bir çınar; almasını bilene.
Ahmet Erbaş ve Hanifi Dinç’in doyumsuz sohbetinden aldığım notları ilerleyen günlerde sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Bu ülke böylesi fedakâr cefakâr insanların sayesinde kendi kendine yetecek üretimi günümüz şartlarında zorlanarak da olsa yapıyorlar.
Allah her ikisine de uzun ömürler versin.
Yaşayan değerlerimizin kaybetmeden değerini bilelim onlardan öğrenecek çok şey olduğuna inanıyorum.
Kalın sağlıcakla, hepinizi kirpiklerinizden öperim.