Seviyoruz biz bu yapbozları.
Şu Mecburiyet Caddemizin son 10 yıl içinde ne kadar değiştiğini,
40 Metrelik yol başta olmak üzere birçok cadde ve kaldırımların nasıl değiştiğine şahitlik ediyoruz.
Her yap-bozun da sloganı aynı.
“Şehrimizin daha güzel bir görünüm kazanması için, trafiğin rahatlaması için, onun için, bunun için, şunun için… Bu değişiklik de çilekeş anam için yapıldı!.. Falan filan…
Ne bileyim işte… Kıymetli büyüklerim, sevgili küçüklerim… Koronavirüsün esir aldığı evimizde yap-boz oyununu sadece bizler oynamıyoruz…
Diğer taraftan Belediye bu günleri verimli geçirmek için proje ekibiyle toplantı üzerine toplantı düzenliyormuş.
Yakında büyük, mega, devasa, GREAT GREAT, HUGE… İlimizin ufkunu açacak projeleri yoldaymış.
Nasıl haber ama! Heyecanla kalbiniz çarpmaya başladı değil mi?
Bu büyük projelerin ayak seslerini Mecburiyet Caddesindeki değişikle görünce “Tamam” dedim.
Hazır ol Aksaray! Kente çağ atlatacak Büyük, çok Büyük Projeler yolda…
"Türk Milleti, Türk malı alın, Türk parası Türk ülkesinde kalsın!"
Bu güzel Ülkenin çalışkan insanları
Bu virüs bir kez daha gösterdi ki Bizim üretmekten başka çaremiz yok…
Ülkemizin kuruluş tarihinden itibaren geçen 15 yılda bu Ülkede
Tekstilden, şeker fabrikalarına, silah üretiminden, tersanelere,
Otomobil yedek parçasından, hava savunma sanayisinden,
Kömür ocaklarına, kükürt fabrikalarına, cam fabrikasından bez ve ipek fabrikalarına…
Sigara fabrikalarından, süt fabrikalarına, demir çelik fabrikalarından, klor fabrikasına…
Çimento fabrikasından, ilk uçak fabrikasına, kâğıt ve karton fabrikalarına varana kadar
Atatürk Orman Çiftliği’nden başlayarak çiftçilik alanında birçok sektörde,
O kısa zamanda ülkenin her bir iline yüze yakın fabrika kurulmuştu.
Meraklısı 15 yılda kurulan fabrikaların tek tek ne olduğunu lütfen araştırsın…
Bu virüs bize dışa bağımlı olan ülkelerin ne denli sıkıntı çektiğini daha net gösteriyor.
Ülkemizin çiftçisine sanayicisine ve üreticisine bugün dünden daha fazla değer vermemiz gerekmekte.
Ülkemizin kurucusu ulu önder Atatürk ne güzel söylemiş
"Türk Milleti, Türk malı alın, Türk parası Türk ülkesinde kalsın!"
Günümüzden yaklaşık 100. Yıl önce söylenmiş bu sözün kıymetini bugün daha iyi anlamamız gerekmektedir.
Bence biz Millet olarak bizi yönetenlerin ya da aday olanların şu söylemlerine dikkat kesilmemiz lazım,
“Size yattığınız yerden para verme dönemi kapanmıştır
Artık hep birlikte iğneden, ipliğe üretme zamanıdır.
Üreten toplum olma yolunda ülkesine, milletine, zerre kadar yardımı dokunanlarla yol yürüyeceğiz”
Sözlerini uygulamaya geçireceğine aklımızın kestiği siyasetçinin arkasına duralım derim.
Erken emeklilik, süper emeklilik, yok avantadan para yardımları, yardım vaatlerinin devri bitmiştir. Bitmelidir.
Sosyal devlet anlayışının hak edene yardım elinin uzatabilmesi için tüm kriterlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
"İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez. / Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez."
Kalın sağlıcakla…
Hepinizin kirpiklerinden sosyal mesafe ile öpüyorum...