15 Temmuz darbe girişiminin 8. senesi devriyesindeyiz.
Ülkemiz, Adnan Menderes döneminden 2016 yılına kadar birçok darbe gördü.
Hatta mail üzerinden muhtıra ile ülkeye ve seçilmiş hükümetlere ayar verenler dahi oldu.
Darbeler de teknolojik gelişmelerden nasibini aldı.
Düşünüyorum da, 27 Mayıs 1960 yılında Adnan Menderes’e yapılan darbede teknoloji ve iletişim günümüzde olduğu kadar gelişmiş olsaydı,
Adnan Menderes’e halk 2016 yılında yapılan hain FETÖ darbesinde sahip çıktığı kadar çıkar mıydı?
Şöyle ki,
1960 yılında Adnan Menderes hükümetine yapılan darbeyi enine boyuna araştırdım, okudum, izledim.
Adnan Menderes, 14 Mayıs 1950 yılında yapılan seçimlerde ezici bir çoğunlukla iktidar olmuş,
Dört yıl aradan sonra yapılan ikinci seçimde oylarını katlayarak ikinci kez başbakan olmuş,
1960 ihtilaline kadar halkın büyük teveccühünü, sevgisini ve desteğini almış, güçlü bir iktidara sahip bir başbakandı.
Oysa 1960 yılında ordu yönetime el koyduktan sonra ne gariptir ki zamanının en kudretli başbakanına halktan ve seçmenlerinden cılız birkaç gösteri dışında neredeyse hiç tepki olmamış.
Oysaki Menderes’in her mitinginde gittiği her ilde meydanların millete yetmediği görülüyor.
Sadece Menderes örneği değil, ondan sonra ülkemizde yaşanan darbeler iyice araştırıldığında, sadece 15 Temmuz darbe girişiminde halk sokaklarda ve milli iradeye sahip çıkmış.
Peki sizce nedeni nedir?
Bir iletişimci olarak teknoloji ve iletişimin başarısı, bence bu darbenin bastırılmasındaki en önemli unsur.
Ayrıca her dönemin kendine göre şartları da kendi algoritmasına göre değerlendirilebilir.
Hain darbe girişiminin 8. yılında söylentiler, dedikodular, haklı haksız uygulamalar gündemdeki yerini koruyor.
Geçtiğimiz hafta içinde 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde Aksaray AK Parti İl başkanlığı görevinde olan Kadir Karatay, katıldığı bir canlı yayında uzun uzun 15 Temmuz’u anlattı.
Ben de kendisine sosyal medya üzerinden bir soru yönelterek, "Bu hain FETÖ örgütünün siyasi ayağından ne haber? Var mı bir gelişme?" diye sormuştum.
Önceki dönem AK Parti Aksaray il başkanı Karatay, net olmasa da güzel bir cevap verdi:
"FETÖ’nün siyasi uzantıları hala canlı, herhangi bir gelişme yok" dedi.
Şimdi,
Siyasiler bunlarla Türkçe olimpiyatları düzenlerken, bizler bunlarla can hıraş kavga eden bir kardeşiniz olarak...
Simitçi, kahveci, odacı, öğretmeni, kâtibi, doktoru, ebesi, iş insanı... Eh, işte tamam da...
Ya bu siyasi uzantılarına ne zaman sıra gelecek?
Hani şu, "Gel özledik, neredesin?" diyenler hala devletin en üst makamında.
Ya şu, her fırsatta FETÖ ile boy boy resimleri olanlar ya da adamını bulup kendisini FETÖ terör örgütünden aklayanlar?
FETÖ terör örgütü başta olmak üzere birçok yabancı istihbaratın desteklediği derneklerin borazanlığını yapan akademisyenler, dernek başkanlarına ne olacak?
256 şehidin kemikleri sızlamıyor mu?
Hala aktif olan FETÖ hücreleri ile mücadele ne aşamada?
Hain darbe girişiminin 8. yılında, FETÖ ile mücadelede neredeyiz?
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinden öperim.
Yorum Yazın