Çok ilginç değil mi?
2024 seçimleri sanki var gibi sanki yok gibi.
Sadece Aksaray böyle hissetmiyor,
Tüm ülkede bir sessizlik hâkim.
Belediye başkan aday adayları kıtlığı yaşanıyor.
Farkında olmasak da tehlikeli bir durumun tam da ortasındayız.
Avrupa’nın birçok ülkesinde örneğin Romanya da seçimlere katılım oranında büyük düşüş yaşıyor.
Demokrasinin en fanatik savunucusu ülkemizde de vatandaşların seçimlere olan ilgisi erimeye devam ediyor.
Bu sürece nasıl gelindiğine bir bakalım isterseniz...
22 yıldır ülkemizi yöneten AK Parti iktidarında milletvekili, belediye başkanlığı seçimleri öncesi,
Aksaray’da yüzlerce aday adayı,
Kimileri gerçekten partili ve aday gösterileceğine inanarak, kimileri ise reklam, çevre ve kartvizitini kullanmak için aday adayı olur,
Canla başla adaylıkları açıklanacağı güne kadar çalışır,
Milletvekili ya da belediye başkan adaylıkları netleşince önce yüzlerce gerçek partili küskünler ordusu oluşur,
Sonra nam için kartvizit için, herhangi bir kurumda üst terfi almak için ortaya çıkan aday adayları birden yok oluverirdi.
Öyle ya seçimler birçok milletvekili adayı ya da belediye başkan adayı için kendisini ufak maddi bedellerle tanıtma aracı olarak görülürdü.
Kimisi umduğunu alır kimisi ‘başka sefere’ der bir sonraki seçimi beklemeye başlardı.
Geçen 22 yıllık süreç sonunda gerçekten AK Parti’nin her kademesinde görev almış ve artık ‘sıra bende’ diye düşünen binlerce AK Partili hayal kırıklığına uğrayınca,
Hiç ismi cismi bilinemeyenlerin genel merkeze yakınlığı ile,
Bilinen ve torpille milletvekili ya da belediye başkanı aday adayları türemeye başlayınca,
Önce AK Partililer aday adaylıklarından çekilmeye başladı.
Örneği hep AK Parti’den veriyoruz ama,
İleri demokrasi yaşadığımız ülkemizde diğer partilerde de durum aynen böyle.
Genel Başkanlar ve yardımcıları 81 ilde kimlere yakın ise o yakınlar hep milletvekili ya da belediye başkan adayı oluyor.
Diğerleri ise ‘safım belli olsun belki bir gün bana da sıra gelir’ diye el kaldırıyor.
Ülke insanının siyasete inancı her geçen gün eriyor ve bu durum ileri yıllar için aslında hiç de iç açıcı bir durum değil.
Yakında 4 büyük takım gibi 4 büyük siyasi partiler, diğer partilerle siyasi çizgi ve menfaatlerine göre bir birliktelik yapar,
Merkezi bir yönetim anlayışı ile seçime falan gerek kalmadan ya da sembolik seçimlerle ki şimdiki halimiz öyle,
Önceden belirlenmiş isimleri halkın karşısına çıkarır, ‘hadi bakalım bunlardan birisini ya da bunu seçin’ der.
Kısmen bu süreçte yaşadığımız da bu aslında.
Biz sadece ‘Aaaa seçim var istediğimiz adayı seçeceğiz’ diye demokrasicilik oynuyoruz.
Parti temayülü, anketler, vatandaşa fikrini sorma var mı, var!
Günün sonunda parti merkezleri ve genel başkanları ‘Biz vatandaştan daha iyisini biliriz’ diyor.
Ve aa o da ne!
Bir bakmışız ismini bilmediğimiz bir belediye başkanı adayı ilimize yollanmış.
Hadi bakalım seçime....
Hikâyenin özeti budur.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinden öperim.
Yorum Yazın