Ortam Bildiğiniz gibi
Haftanın ilk günlerinde koronavirüsüne ve tüm uyarılara rağmen çarşı pazar dolup dolup taşıyor.
Sevindirici olan;
Sağlık Bakanı Sayın Koca'nın açıklamalarıyla gün ve gün bahar tazeliği ile normalleşme sürecini beklemeye başladık.
Her kafadan bir ses çıksa da bu virüs illetini birçok ülkeyle kıyaslarsak başarılı bir şekilde en az hasarla atlatacağız gibi görünüyor.
Tabi işin ekonomik boyutu her geçen gün vatandaşınüzerinde ağırlığını iyiden iyiye hissettiriyor.
Geçtiğimiz hafta sosyal medya hesaplarımızdan yaptığımız canlı yayında
Konuğumuz İYİ Parti Milletvekili Ayhan Erel ve İl Başkanı Özhan Türemiş ‘in penceresinden tablo benim yukarıda yazdığım gibi görülmüyor.
"Henüz hesabı almadık" diyen Milletvekili Ayhan Erel
Normalleşme sürecine geçtiğimiz zaman hesap gelince asıl sorunu yaşayacağımızı iddia etmişti.
Canlar "Geçtiğimiz günlerde BBC Türkçe yayınında Dünyadaki birçok ülkenin koronavirüsten nasıl etkilendiğini anlatan bir haber çalışmasını izledim.
189 ülkeyi etkisi altına alan bu illetin dünyanın birçok ülkesi insanlarının üzerinde bıraktığı etki, tahminlerin çok çok üzerinde vahim bir durumda.
İnanın birçok ülke insanı açlık sınırına dayanmış.
Bir çok ülkede gıda sorunu had safhada ki diğer tıbbı malzeme ya da hijyen sıkıntısından bahsetmiyorum bile...
Dünyanın birçok ülkesine bakınca gerçekten ülkemiz çok çok iyi durumda.
Bu virüs bize tarımın, üretmenin, dışa bağımlı olmanın ne denli ciddi konular olduğunu yeniden hatırlattı.
Korona kapımızı çalınca, tedbirler alınmaya başlayınca, insanoğulları malı mülkü bir kenara koyup
Yaşamını devam ettirecek temel gıda stokuna yoğunlaştı.
Neymiş?
Tarım ve tarıma dayalı üretim ille de dışa bağımlılığı en aza indirmekmiş.
Tüm çiftçi ve üreten kasketli, kederli çiftçilerimize selam olsun.
İyi ki varlar ve ben onları her zamankinden daha çok seviyorum.
Normalleşme sürecinden sonra hepimiz koronadan büyük büyük dersler çıkartırız umarım.
Gözle görülmeyen bir virüsün neler yapacağını,
Kibirli, artist insanoğlunun aslında nasıl da savunmasız bir canlı olduğunu daha net görürüz bu sayede.
Biz ne zaman bu hale geldik?
Önceden halimizi arz ederken kırk şekle giren, ihtiyacımız olmayan hiçbir şey için talepte bulunmayan, aldığımız örf adet gelenek ve göreneklerimizde 'Kan kusup kızılcık şerbeti içtik' diyen bir toplumken,
Bir torba un, bir gıda paketi için bir birini ezen halet-i ruhiyeye bürünen bir toplum olma yolunda nasıl ilerliyoruz?
Acilen bir toparlanıp, titreyip kendimize gelmemiz gerekmekte.
Bu gidişatımız pek de hayra benzemiyor...
Kalın sağlıcakla!
Hepinizin kirpiklerinden öperim...