Bir çok meslekte olduğu gibi siyasette de yeni yüzlere, kalifiye siyasetçiye ihtiyaç var.
100 yıllık siyasi tarihimizde genelden yerele siyaset hep birkaç kişinin elinde döndü durdu.
Çok çeşitlilik, farklı görüşler, yeni heyecanların siyasette yükselmesine bir türlü izin vermedi sistem.
Parti kongreleri eski heyecanlarını kaybetti.
Sürpriz isimler, listeleri hazırlayanların hevesi hep kursaklarında kaldı.
18 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın kongreleri de hep bu minvalde devam etti.
Diğer partiler de iktidar Partisinden partisi de bu konuda farklı değildir.
İl kongreleri hep tek listedir.
Genel merkeze kim yakınsa onun çoluğu, çocuğu, eşi, dostu, emmisi, dayısı, ya delegedir ya partinin en kritik noktasında yerini almıştır.
Biz bu duruma “Çoook İleri DEMOKRASİ İle Yönetilme Şekli” diyoruz.
Aslında ne güzel olurdu şöyle eğitimli, donanımlı gençlere,
Pırıl pırıl genç beylere, hanımlara partilerin yönetim kadrolarında yer verilse.
Siyasi partileri kabilecilik anlayışı ile değil kurumsal ve kendini sürekli yenileyen kurumlar haline getirebilsek.
Belki de siyasi yaşantımızda büyük bir heyecanla siyasete atılan ve kısa sürede siyasi arenadan silinen partiler çöplüğüne dönüşmezdi ülkemiz.
Bakınız Türkiye’de çok partili siteme geçilene kadar, yani 1951 yılına kadar, 170 siyasi parti kurulup kapanmış.
1951 yılından günümüze kadar da 30’a yakın siyasi parti kurulup siyasi haritadan silinmiş.
Baktığınız zaman ülkemiz insanı siyaseti ve demokrasiyi çok seviyor.
Gelin görün ki kurulan siyasi partiler kendi içinde kurasallaşamadığı için yok olup gidiyor.
Siyasi partilerin uzun soluklu olması için kendi içindeki değerlerine sahip çıkması, bu değerleri keşfedip parti içinde yükseltmesi gerekmekte diye düşünüyorum.
Ama Hepimiz Sadece Düşünüyoruz
Sonbahar ile birlikte başlayacak kongre süreçlerini hep birlikte yakından takip edeceğiz.
Kendisini yenileyen partiler ile Kabilecilik sitemine devam edenlerin durumları, önümüzdeki yıllarda yapılacak seçimleri direk etkileyecek kadroları bizlerle buluşturacak.
Kısacası yenilikçilerin 2002 seçimlerindeki zaferini hatırlarsak.
Yenilikten uzak olanların siyasetteki durumunu da hatırlarsak
Yeni kongre süreçlerine hazırlanan partilerin kurmayları, partilerine değer katan yenilikçilere kapılarını ne kadar açacak? Hep birlikte göreceğiz.
Partilerin kendi içinde kalıplaşmış, köşe başlarını tutmuş isimlerden değil,
Partilerin toplumda karşılığı olan isimlere kapılarını açmasının önemi iyice artmış durumda.
Öyle Ben Genel Merkeze ve Genel Başkanıma yakınım,
“Ben yaptım oldu” “Delegeyi de ben yazarım, belde, ilçe ve ili ben yönetirim” düşünceleri artık tarih oluyor.
Benden söylemesi!
Her Kongre sürecinde partilerin kazancından çok kayıpları da bilinir.
Küskünler çoğaldıkça, sonun başlangıcı hızlanıyor, demedi demeyin…
O gitsin, bu gelmesin, buna ihtiyacımız yok, emmi, dayı, hala çocuklarıyla bu işi yaparız düşüncesi, boş bir düşüncedir…
Kalın sağlıcakla!
Hepinizin Kirpiklerinden Öperim!
