Yine, yeni, yeniden sandıklara gidiyoruz.
Aslında tam 15 gündür alışmıştık Meclis’teki renkli görüntülere.
Meclis’teki hengâmemi ve renkli görüntülerin ardından geçeceğini yüksek oranda hepimizin tahmin ettiği anayasa değişikliği halkın huzuruna geliyor.
“Egemenlik kayıtsız şartız milletin” sözünden yürüyerek halk ne söylerse kabulümüz artık.
Peki, halkımız ne söyler sizce?
Halkımızın büyük bir oranın yeni Anaysa hakkında bilgisi olmadığını sokağa çıkarak kanıtlamıştık.
İlginç olan, ilimizde vatandaşlarımız her ne kadar yeni Anaysa hakkında bilgi sahibi olmasa da görüşlerini aldığımız büyük bir oran, yeni Anayasa’nın referandumdan geçeceği konusunda görüş bildirmişlerdi.
Nisan ayında yapılacak olan referandumda diğer illeri bilmem ama ilimizde yüksek oranda evet çıkacaktır.
İlginç olan bir diğer hussus da vatandaş, “kendi seçtiğim Milletvekili ülkem ve benim için yanlış karar vermez” diye düşünüyor.
Milletvekillerimize vatandaşın güveni doruk noktasında…
“Harun henüz Nisan ayına çok var” diyenleri duyuyor gibiyim.
Ben referandumdan sonrasını düşünmeye başladım bile.
Örneğin ülke genelinde, Anaysa değişikliğine halkımız %51 verirse ufukta bir erken seçim olur.
Yine referandumda vatandaşlarımızın %60’ı “Evet” derse yine erken seçim ufukta…
Peki, sürekli erken seçim olmaz diyen ve bu konuda ısrarla yazan ben ne oldu da fikrimi değiştirdim, sorusuna kendim cevap vereyim.
Biliyorsunuz, yeni Anayasa referandumdan yüksek bir yüzde ile evet oyu alırsa
Başkanlık ve Milletvekilliği seçiminin birleştirilmesine de evet demiş olacağız.
Halktan karşılık bulan referandumun ardından bir erken seçim kaçınılmaz; sil baştan yenilik için.
Yok ki, hani bir ihtimal halk referandumda evet demez ise yine sandık önünüze gelecektir.
Bu süreç yine normal seçim takvimine göre işleyecektir, yani en erken birleştirilmiş seçim yine 2018 yılına sarkacaktır diye tahmin ediyorum.
Halkımız yaşanan onca zorlu süreçten sonra sandıktan kendisi için neyin hayırlı olacağının en güzel kararını verecektir elbet.
Ülkemizin geçirdiği zor günlerinde her zaman “Önce ülkem sonra partim” diyen, gerçek bir vatan ve devlet sevdalısı Sayın Bahçeli’nin hakkını da gerek köşemizde gerekse gereken her platformda teslim etmekte fayda olduğuna inanıyorum.
Bana en sık sorulan sorulardan birisi “Sence Bahçeli ne yapmaya çalışıyor?” soruna verdiğim cevap;
Sayın Bahçeli’yi anlamak belki biraz zordur ama Sayın Bahçeli her zaman ülke menfaati için çoğu kimsenin göze alamayacağı karaları almıştır.
Tarih Sayın Bahçeli’nin cesurca aldığı kendisini halkın nazarında zor durumlara düşürdüğü ama ülkesi için çile çekmeyi göze aldığı karalar ile tanır diye cevap veriyorum.
Aslında Sayın Bahçeli için mecaz bir tarif yapmak gerekirse,
Sayın Bahçeli yabancı müzik gibidir. Dinleyeni çok anlayanı az bulunur.
Ama ülkemizin yaşadığı zor süreçlerde ülkemizin birlik ve bekası için yine üzerine düşeni yapmıştır.
Kalın sağlıcakla, hepinizin kirpiklerinizden öperim.