Sosyal medyadaki provokatörlere ve trollere alışığız alışık olmasına da,
Son bir haftada sosyal medyada ülkenin sinir uçlarıyla oynayan paylaşımlar aldı başını gidiyor.
Kara Harp Okulu öğrencilerinin, mezuniyet töreninin ardından kendi aralarında Kara Harp Okulu yeminini tekrarlaması,
Birtakım trolleri ve provokatörleri çılgına çevirdi ya da bu hesapları kontrol edenler bastı düğmeye.
Hepsi salya akıtan ağızlarıyla geçtiler klavye başına,
Başladılar darbe çığırtkanlığı yapmaya.
Çoğu kimliksiz olan hatta 3, 5, 10 sosyal medya hesabını bir kişinin kullandığı bilinen provokatör troller,
Genç teğmenlere salya sümük saldırırken, kendi besleyip büyüttükleri FETÖ’nün yaftasını yine genç teğmenlerin üzerine atmaktan da geri durmadılar.
Bu hadise geçtiğimiz hafta sadece sosyal medyada yapılan onlarca provokasyon paylaşımlarından bir tanesi.
Bir grup iktidara ve onlara oy verenlere küfreder, diğer yarısı Atatürk'e ve diğer siyasi görüşlere ağza alınmayacak küfürler savurur.
Ne oldunuz, derdinize ne oldu diyeceğim de,
12 Eylül 1980 ihtilalinde sokaklarda birbirine kurşun sıkan gençlerin eline verilen silahlar nasıl aynı kişiler tarafından hem sağa hem sola veriliyorsa,
Korkarım sosyal medyada provokatörlük yapanların maşasını tutanlar da aynı zihniyet ve düşünce yapısıyla hareket ediyorlar.
Muhalefete ve Atatürk’e sövenler ile iktidara ve seçmenine sövenler aynı kişilerdir,
Oyunlara provokasyonlara lütfen dikkat edelim.
Koyunlar, ömrünü kurttan korkarak geçirir, halbuki sonunda onu yiyen çobandır.
Son 20 yılda bu ülkeye gelen 10 milyondan fazla göçmen sorununa bir çözüm aranmıyor.
Gün geçmiyor ki ülke genelinde psikolojisi bozulmuş insanların yaşattığı vahşetin nedenleri araştırılmıyor.
Her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve cinayetleri sadece haber bülteni olarak izliyoruz.
8 yaşında küçücük bir beldede kız çocuğu kayboluyor, yaklaşık 15 gündür aranmasına rağmen bulunamamasının sebebi sorgulanmıyor.
Kapanan ya da iflas eden şirket sayısındaki artışa, yurt dışına kaçan yerli ya da yabancı sermayeye kimse dur demiyor.
İşimiz gücümüz sosyal medyada, provokatörlük ve trollükle ülkenin gerilen sinir uçlarıyla oynanmasına müsaade ediliyor.
Ülkedeki asıl gündemleri halının altına süpürmek için yapılan bu tehlikeli provokatörlüklere dur denilmeli.
Canı isteyince sosyal medya platformlarını kapatan iktidar, sosyal medyada ülkenin bekası için yaşanılanlara sessiz kalıyor,
Birkaç tutuklamayla bu işler çözülmeyeceği gibi her iki tarafı da daha fazla ateşliyor.
Ve Benim Ayım Eylül
Ne demiş Cemal Süreyya,
“Bir gün aklına gelecek olursam bana şiir ısmarla.”
Eylülü konuşalım.
Yaşamın tüm renkleriyle, acıyı hayatın güzelliği ile harmanlayan Eylül ayı,
Birçoğumuzun en acı hatıralarını barındıran, kimine göre kahpe, bana göre hayatımın dönüm noktası Eylül,
Tüm güzelliği, sevgisi ve romantizmiyle sarsın ülkemi.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinden öperim.
Yorum Yazın