Büyüklerimiz anlatırdı.
1970 -1980 yılları arası ülkede döviz taşımak, bozdurmak, döviz ile alış veriş yapmak suçmuş.
Serbest piyasa ekonomisi denilen sistem devreye grince olanlar olmuş.
Kent var Marlboro var söylemleri bitip.
Yabancı sigaralar raflardaki yerini alınca.
Bizim millette başlamış bir yabancı para hayranlığı.
Her şey bir yana, bakın sizinle daha önemli bir konuyu paylaşayım.
Kendisini dünyanın en büyük ülkesi sanan Amerika’yı Dünya üzerinde sevmeyen yüzlerce ülke, milyarlarca insan vardır.
Buna karşılık Amerika “Aman Tanrım bizi Araplar, Türkler, Ruslar, İranlılar neden sevmiyor diye düşünmezler.
Amerika’da her yıl 5 binin üzerinde Patent başvurusu yapılıyormuş.
Bu şu demek Amerika’da her yıl 5 bin üretici bir marka tescili yapmak için çalışmalar yapıyor.
Dünyanın en sevilmeyen ülkesi Amerika’da kişi başına yıllık milli gelir 183 bin dolar. Yıllık Milli geliri 18,5 trilyon dolar
Ayrıca dünyada en çok borcu olan ülke.
Peki, şimdi dünyanın her yerinde geçerliliği olan doları da Amerika bastığına göre neler yapmalıyız.
Bakın ne yapmalıyız.
Hemen Ulu Önder Atatürk’ün şu güzel sözünü önce bir hatırlamalıyız
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.”
Ülke ekonomisini dışa bağımlılıktan kurtarmamız gerekmekte sanırım bilmeyen yoktur
Ahh şu usta çırak ilişkileri yeniden hayat bulmalı
Hayatının 4/1 kısmı sanayide geçmiş birisi olarak sanayiciye, üretime ve markaya önem vermeliyiz
ATSO seçimleri öncesi Başkan adaylarından İş Adamı Adem Girgin
Ülkemizin markaya, dolayısıyla üretime ihtiyacı var söylemini her fırsatta dile getirmişti.
Bizlerin kendimizden başlayarak ülkemizi bu sıkıntılı süreçten kurtarmak için laf değil icraat yapmamız gerekmekte.
Gurbetçi memleket ilimizde yüzlerce iş yeri ve mesken döviz ile verilmekte
Yukardaki örnek sadece küçük bir hatırlatma.
Hadi ithalat ihracat yapan iş adamını anlarız döviz ile çalışmak zorunda
Başta kira olmak üzere kendi ürettiğimiz birçok yerli ürünlerinde üzerinden döviz alış verişine bir son vermeliyiz.
Bu güzel ülke bizim ve gelecekte de birçok badire atlatmış ülkemize saldırlar şekil değiştirerek sürecektir.
Yapmamız gereken vah tüh ya da sosyal medya delikanlılığı değil harekete geçmektir.
Birçok sert badireleri atlatan ülkemiz bu süreçten de çıkacaktır eyvallah.
Hepimiz el ele verip hiç ölmeyecek gibi bu güzel ülke için.
Yarın ölecekmiş gibi diğer dünya için çalışacağız.
Önceden hayatımızda döviz mi vardı?
Şimdilerde olsa ne olur olmasa ne olur?
Kalın sağlıcakla hepinizin kirpiklerinden öperim…