Aksaray yoğun bir gündem ile kaynıyor, Oda seçimleri.. Daha şimdiden oda seçimleri için bazı isimler ön plana çıkmaya başladı. Oda başkanlığı kariyeri için adım atan ve adaylığını seslendirmeye başlayan, yoğun kulis çalışmalarına başlayan her adaya başarılar..
Ama önümüzdeki Oda ve Borsa seçimlerine aday olan isimlerin kaderini, genel başkanların siyaset sahnesinde ki tutumu belirleyecek gibi.
Her söylemde hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmayacaklarını beyan eden Oda ve Borsalar, siyasi otoriteye karşı muhalefet girişimlerinde bulundularsa da iktidara yakın olmanın eşsiz fırsatlarının ışığında kitleleri yönlendirerek bırakın arka bahçeyi, parti sözcüsü oldular. Bunun adı da istikrar sürsün Türkiye büyüsün oldu..
7 Hazirandan bu yana girip çıktığımız seçimlerde gizli kapılar ardında yapılan toplantılara iştirak ettiği öne sürülen Oda ve Borsa başkanları haliyle mercek altında ve seçimlerde sürprizlere gebe. O yüzden fırsat bu fırsat gelişmeleri izleyip göreceğiz..
Memleketin diğer bir gündem maddesi ile farazi yaklaşımlarla siyasette kaynayan kazanlar..
Ak Parti İl Teşkilatının üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Muhalefetin olmadığı bir ilde siyaset yapanlar kendi aralarında bir türlü geçinemiyor.
Dedikodu bizim işimiz değil dedim ya farazi yaklaşımlar. Vatandaşa gelince sokakta iş adamından, esnafına, işçisinden, emeklisine, ev hanımına kadar herkes ili yönetenlerden şikayetçi. Bir dokunup bin ah işitiyorsunuz. Her şeyden şikayetçiyiz. Çeşmede akan sudan, trafikten , otoparktan,kanalizasyondan, yollardan kaldırımlardan, gelmeyen trenden, tıp fakültesinden vs.
Oysak şimdi oylarımızı vererek iktidara taşıdığımız parti, yaptığı anketler ile veya bir çok platformda bize hizmette gördüğümüz aksaklıkları dile getirmemiz için söz hakkı tanıyor. Biz ne yapıyoruz o yada şu sebepten dolayı daha iyi hizmet alabilmek adına gördüğümüz eksiklikleri açıkça dile getirmek yerine, politik cevaplarla verilen söz hakkını kullanmıyor gerçekçi davranmıyoruz. Sonrada oylarımızla seçtiğimiz siyasiler hakkında atıp tutuyoruz.
İyide oyları vermişiz bu memlekete hizmet alabilmek için siyasilerin Ankara'da elini güçlendirebilmek için önce bize söz verildiğinde fikirlerimizi açıkça beyan etmeliyiz ki el birliğiyle hep birlikte kazanalım. Ama her şey güllük gülistanlıkmış gibi söz arenasında geri çekilirsek kendi kendimize dövünüp dururuz.
Mesela belediye başkanını ele alırsak; hizmet alanında her şeye yeni başlamış bir başkana, her şeye geç kalmış gibi eleştirel yaklaşımlarla, "heykelden başka ne yaptı?", "bir filme taktı, zamanını ve enerjisini buna harcadı" vb. derken, başkanın diyalog ve uzlaşmayla hayata geçirmeye çalıştığı Yeni Sanayi Sitesindeki çalışmalarının hakkını vermiyoruz.
Bir çok kişi "yılan hikayesine döndü", "kabak tadı verdi" dediği projenin hayata geçeceğinden şüpheli..
Oysa TOKİ ile ön protokol imzalandı. İnşallah proje sorunsuz hayata geçer. Hayırlı uğurlu olsun ..
Aksaray'da bir çok yeniliğe gösterilen yaklaşımla ilgili şunu söylemek doğru olur galiba Havuçlu pilav hikayesinde ki ironik yaklaşımda olduğu gibi bizim sıkıntımız da bilmediğimiz şeyleri asla olmazmış gibi görmek.
Yapılan işlerden verim umuyorsak, işi yapana her yönden destek olunmalı.
Hizmet alanında her şeye yeni başlamış bir başkana, her şeye geç kalmış gibi eleştirel yaklaşımlar şehrin sorunlarına yönelik çözümleri baltalamaktan başka neye yarar.
Her yönden bu şehrin gelişmesi büyümesi için elini taşın altına koyan insanlara neden insan canlısı bir şehir olamıyor bu Aksaray.
Çok fazla yeniliğe ihtiyacı olan bir şehir olarak önce insan canlısı bir şehir kimliğine ihtiyaç var.
Tecrübeli, bilgi birikimli olan insanlar "bizden değil" diyerek kenara itilmemeli, hizmet için, bu şehrin dinamiklerine katkı için siyaset üstü tutularak Aksaray' a hizmet için görevlendirilmeli..
Sevgiyle kalın..