Ülkede eğitimin içinden geçtiler.
AK Parti’nin 23 yıllık iktidarının en büyük başarısızlığı maalesef Türk eğitim sistemini perişan etmiş olmalarıdır.
Ülkede mantar gibi açılan üniversiteler, her yıl yüz binlerce mezun diplomalı işsizler,
Üniversitelerdeki eğitim seviyesinin düşüklüğü derken,
Gelinen noktada inşaat mühendisleri, bulurlarsa asgari ücretli işlerde, atanamayan öğretmenler şanslı ise üç harfli marketlerde çalışıyor.
Çok sıkça söylediğim bir söz vardır,
Rahmetli Kemal Sunal’ın Kapıcılar Kralı filminden devşirdiğim,
“Okuyup da apartman yöneticisi mi olacaksın?”
1975 yılı yapımı Kapıcılar Kralı filminin senaristleri, günümüzü 49 yıl önce görmüşler de bu muhteşem diyaloğu filme uyarlamışlar.
Çilekeş Anadolu’nun insanı, “Çocuğum okusun benim çektiğim sıkıntıyı çekmesin” diye çocuğunu bin bir türlü zorluklarla okutmak için çok büyük sıkıntılara göğüs germişti.
Kısacası çocuklarını güzel bir üniversiteye göndermek her ananın babanın en büyük hayaliyken,
Günümüzde anne, baba ve gençlerin en büyük endişesi üniversite bitti, peki şimdi ne olacak?
Ülkemizde plansız, programsız, alt yapısız yapılan her işin sonu maalesef tam bir trajediye dönüşürken,
Eğitim sistemindeki çöküş,
Yüz binlerce üniversite mezunu genci,
Psikolojisi bozuk, çaresiz, diplomalı işsiz bir nesle dönüştürdü.
Canlar bu suç tek taraflı değil.
Anne ve babaların da yaşadığımız bu büyük trajedide payı çok büyük.
“Onun çocuğu okudu benim çocuğun neyi eksik?”
“Aman devlet kapısına bir kapak atarız” düşüncesi, popülist siyaset...
Siyasetin öğrencileri para kaynağı olarak görmesi, eğitim öğretimi deneme tahtasına çeviren düzenlemeler derken,
Sonuç ortada.
Bugün birçok sektörde kalifiye eleman yetişmiyor.
Üniversite mezunu gençler “ben bunun için mi okudum” diye iş beğenmiyor haklı olarak.
Sanayide, tarlada, lokantada, marangozhanede ve birçok meslek alanında milyonlarca işçiye ihtiyaç varken,
İşsizler ordumuzun büyük bir kısmı yurt dışını düşünürken, büyük bir kısmı kısa yoldan para kazanmak için gençliklerini harcıyor.
“Suç piçtir” derler ya,
Ne eğitim sisteminin içinden geçenler bu durumu kabul ediyor,
Ne veliler çocuklarının sadece “üniversiteli olsun” düşüncesinin yanlış olduğunun farkındalar,
Ne de gençler zamana ve şartlara göre yaşama ayak uydurmayı düşünüyorlar.
1968 kuşağına “kayıp gençlik” derlerdi,
Bu kuşağa ne diyeceğiz inanın çok üzülüyorum.
Bir zamanlar genç nüfusumuz ile övündüğümüz ülkemizde,
Artık orta yaş ve yaşlı bir nüfus, mültecilere kaptırdığımız mesleklerimiz ve çaresiz ne yapacağını bilemeyen umudu tükenmek üzere olan diplomalı bir gençliğimiz var.
Anne babalar, çocuğunuzun ilgi duyduğu alanlara çocuğunuzu yönlendirin,
Her Türk evladı devlet memuru olacak diye bir kural yok, bu mantıktan vazgeçin.
Ey siyasiler, sizler de içinden geçtiğiniz şu eğitim sisteminden kirli siyasetinizi çekin.
Ülkenin geleceği zombi ordusuna dönüşüyor, sizler de bunun farkındasınız.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinden öperim.
Yorum Yazın