Aç Gözlerin Doymaması Açlık Korkusundan Öne Geçmiş
Son 48 saat içinde yaşadıklarımız normal bir ülkenin başına gelse ne olurdu?
Hafta sonu 30 büyükşehre ve bir ilimize gelen sokağa çıkma yasağını ibretle izledik.
Sokağa çıkma hurrraaaa sokağa dökülen karnı tok, gözü aç yurdum insanı.
Öyle ki hafta sonu sokağa çıkma yasağına rağmen sokakta polis ile vatandaşın yaşadığı fıkralara konu olabilecek diyaloglar…
Aç kalacağını düşünen Cocakola ve Luppo fanatikleri, bir de pırasayı göğsüne basmış yurdum insanı…
Bu dünya ne çektiyse gözü açların, doymak bilmez nefsinden çekti.
“Sokağa çıkma yasağı şu son iki saate mi açıklanır” diyenlere
Bakın, yetişkin bir insan hiçbir şey yemeden 60 gün,
Su içmeden 7 gün yaşayabiliyor.
Ki bizim aile yapımız ve yaşantımızda az ya da çok evimizde birkaç gün yetecek gıdamız olur.
Velev ki olmadı, konu komşu birkaç pişirimlik bir şeyler verir.
Hani her fırsatta övünerek Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve 2. Adam İsmet İnönü dönemindeki açlıkla mücadelemizi hep anlatır dururuz ya.
Neyin telaşıydı hafta sonu yaşanan? 48 saate dayanamayanlar…
Yukarıdaki cümleleri yazan kardeşiniz açlığın ne demek olduğunu en iyi bilen bir yazardır.
Çocuktum, annemden ekmek istemiştim, ekmek değil ama okkalı bir tokadı yemiştim.
Oğlum olsa vermez miyim deyip çaresizlikten bana sarıldığı günden bu yana 44 sene geçti.
Ve ben bu konuda yalnız değildim.
Aza kanaat etmeyi, varlıklı halimizde ona buna saldırmamayı öğretmişti hayat.
Hafta sonu hayret içinde marketlerde kuyruk olan insanları görünce bu insanlar hangi zengin ülkenin varlıklı aileleri diye düşünmeden edemedim.
Koronavirüsün öğrettikleri
Herkes bilim adamı edası ile açıklama yapıyor.
Korona ile mücadelede sağlıkçıların açıklamalarının yanı sıra sosyal medyada koronaya iyi gelecek envai çeşit bitki olduğunu öğrendik.
Evde spor yapılabiliniyormuş.
Evdeki her fert baya iyi aşçıymış.
Televizyonlarda eski dizi tekrarları ile nostalji güzel.
Komşular sıkça kavga edebiliyormuş.
Uzakta olan aile fertleriyle sık sık telefon görüşmeleri yapılabiliniyormuş.
Sosyal medyada zaman geçirme oranı 3 katına çıkıyormuş.
Bol bol kilo alınabiliniyormuş.
Yeni trend sosyal medya konferans görüşmeleri.
Sokak hayvanları için daha çok duyarlı olunabiliniyormuş.
Ama asıl mesele bu virüs etkisini kaybettikten sonra bizleri nasıl bir hayatın bekleyeceği düşüncesi ve komplo teorilerinin bolca kafamızda yer etmesi bizi düşüncelere sevk edebiliyormuş.
Aklımızda deli sorular çoğalabiliyormuş…
Her şeyden önemlisi
Mikroskop ile bile zor görülen bir virüse karşı, Dünyanın çaresizliği ve kurtulmak için çırpınışı…
Ama en önemlisi g…. korkusunu her şeyden üstün bir korku ile insanlığın yaşaması…
Kalın sağlıcakla…
Bugünler de geçecek.
Hepinizin kirpiklerinden, sosyal mesafe ile öpüyorum.
