Türk yaşanmış en büyük ihaneti olan 15 Temmuz darbe girişiminin 2.yıl dönümündeyiz.
Aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen tehdit ve tehlikenin tamamen bittiğini söyleyebilmek ne yazık ki mümkün değil gibi.
Demokrasi mücadelesinde 15 Temmuz'un 2. yıldönümünde Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmiş olması ülkemiz üzerinde hain planlar kuranlar ve kurmaya devam edenler için en büyük ders olsa da hain planlar yapanların planları devam ediyor.
Hala operasyonlar yapılıyor ve çok sayıda FETÖ sanığı ele geçiriliyor.
"15 Temmuz 2016 Cuma" günü
Aklımızda kalanlar; Meclis’in bombalandığı, Genelkurmay Başkanı’nın rehin alındığı, insanlarımızın şehit olduğu , örneğini hiç görmediğimiz, dehşet bir gece olduğu.
Demokrasi için, memleket için sokaklara döküldüğümüz bir daha yaşamamayı dilediğimiz bir gecenin sabahı ve süregelen süreç...
FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz'un ardından geçen iki yılda, anlayabildiğimiz yada anlayamadığımız komple teorileri içinde millet olarak ihanet karşısında birlik içerisinde direnç gösterdik.
Bu terörün benzeri yoktu. Karşısında kazanılan zaferin de öyle.
15 Temmuz gecesi hainlere,ardından Demokrasi Nöbetleri ile tüm dünyaya verilen dersi hala göğsüm kabararak, gözlerim yaşararak izliyorum.
Tarihimiz boyunca büyük badireler atlattık ve her seferinde bir kez daha milletin gücünün üstünde bir güç olmadığını gördük.
Geçen zaman içerisinde ülke olarak büyük yaralar alsak da pek çok alanda yaralarımızı hızla sardık. Artık darbelerle gerileyen değil eskisinden çok daha güçlü bir Türkiye ile yenileniyor ve gelişiyoruz.
Birbirinin tam tersi bu iki süreçte zaman zaman karmaşa, yanlış anlaşılmalara sebep olacak açıklamalar, uygulamalar oldu.
Darbecilere darbe vurularak kazanılan zaferin 2. yıldönümünde devlet ,hükümet, muhalefet anma mesajlarında siyaset ayağına henüz hiç dokunulmamış olması başlığının altını kendileri çizerken;
Bu hafta içinde tırnak içerisinde altı çizilen bu konuyla ilgili çok şey yazılacak, çok şey söylenecektir.
Bütün dileğimiz, bunun bir karmaşaya dönüşmemesi ve özellikle siyasetin tek ses olabilmesidir.
Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmiş olduğu günlere denk gelen 15 Temmuz'un 2. senesinde bu kadar karmaşık ve şeytani planlarla temizlenmekle bitmeyen ve yeni fırsatlar kollayan hainler içimizdeyken ve mücadele kararlılıkla sürdürülürken neyi bekledikleri bilinmemekle birlikte...
Tartışmanın fitilini kendileri ateşleyen siyasilerin, bu konuda samimi bir şekilde hiçbir parti ayrımı yapmadan temizlik yapmasıdır.
Geçen zaman içerisinde halen bu konu öne çıkıyorsa bunu bir yere kadar anlayabiliriz.
Bu çok ayrı bir tartışma konusu.
Tüm dünyaya örnek olacak bir şekilde toplumsal dayanışmayla güzel ülkemizin halk gücüyle yenilenme ve gelişme sürecinde 15 Temmuz pazar günü evimiz olan meydanlar yine doldu taştı.
İnanılmaz bir tempoda geçen bu 2 yılda tüylerimiz halen diken diken.
15 Temmuz gecesinin ardından dünde olduğu gibi bugünde bu vatan için duygularımız aynı önemde ve anlamda. Vatan, bayrak, millet ve ezan söz konusu olunca hiç düşünmeden vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak adına her an ölmeye hazırız.
Bu özel gün vesilesiyle bir kez daha bütün aziz şehitlerimizle birlikte 15 Temmuz ihanetini durdurabilmek için hiç tereddüt etmeden sokaklara dökülen şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyor ailelerine hürmetlerimi sunuyorum.
Onları hiç unutmayacağız ve hak ettikleri saygıyı ve değeri her zaman göstereceğiz.
Sevgiye Kalın..