Yeni nesil yayıncılık platformundaCanlı Masa programı her hafta birbirinden farklı konukları ağırlamaya devam ediyor.
Yerel ölçekte gazetecilikilkelerini, bilincini sergileyen ve bu mesleğe saygınlık kazandıran birbirinden kıymetli gazeteci arkadaşlarımı başarılarından dolayı tebrik ediyorum. “Körler ve sağırlar birbirini ağırlar” misali konuya yaklaştığımı düşünebilirsiniz. Konuya nereden baktığınıza bağlı olarak düşüncelerimi paylaşmanız güç olabilir.
Gerçekten yerelde örneği görülmeyen bir formatta yorumcu gazetecilik yapıyorlar ve işleri hiç de kolay değil.
Medyaya güven konusu, sansür- otosansür ve ego sansürü başta olmak üzere birçok unsurla mücadele ediyorlar.
Şöyle ki birçok basın mensubu gibi görevlerini yaparlarken her hangi bir güç sahibinin hoşuna gitmeyen konular ele alındığında haber yapıldığında yada gündeme taşındığında başları belaya giriyor, maddi ve manevi zarar görüyorlar. Tüm baskı ve kısıtlamalara rağmen kamuoyunutarafsız bir şekilde aydınlatmaya çalışıyorlar.
Evet, siz izleyicilerin, takipçilerin ekranlarına çok renkli bir dünya yansıyor. Ayrı ayrı izlenimler bırakıyor. Bir de kamera arkasındaki emeği ve kulis toplantılarını izleyebilseniz. İnanın reyting patlaması yaşanırdı. Yine de program en verimli soru ve konukların cevaplarıyla derinleşip ilerliyor.
Yani geleneksel de olsa yeni medya olsa da yoğun ve çetin bir mücadeleyle farklılık yaratmak.
Köşe yazıyor olmak ya da TV programlarında konukların konuşabilmesi ya da izleyeceğiniz okuyacağınız haber hazırlanırken 5 N 1 K kuralı yerine birilerini rahatsız etmeden medya mutfağında yemek pişirme ve o yemeği sunma becerisi böyle bir şey.
İki haftadır köşemde medya mutfağından notlar aktarmış oldum. İyi de geldi aslında. Bunca yıl, yerelde ve ulusalda işten ve işin yapılış tarzından rahatsızlık duyarak çalıştım. Bunlar için kafa tuttum, itiraz ettim kavga ettim. Hatta istifa ettim. Kendinden ve yaptığın işten emin olmanın mutluluğu huzuru bir başka evelallah. Riyakârlığın ve dalkavukluğun tavan yaptığı ortamda bu konu uzar gider. Mutabakata varma olasılığı çok düşük. Yukarılarda kaybedeceği çok şey olanlar, aşağıda ise geçim derdi var. Etik ve değer kavramları çıkar çatışmasıyla hiç. Derin mevzularda daha fazla boğulmadan konunun özüne dönerek…
Kendilerine özgü habercilik tarzı ile kamera önünde, arkasında ve sahada olan Harun Atalay’a, Recep Turan Beyefendiye, Yaşar Karatay’a, Bilal Bölükbaş’a ve Nazmi Çalışkan’a takdir ve teşekkür.
Kitap Önerisi:
25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nü geride bıraktığımız bu haftada yaşam dili iki kitap önerisi sunacağım sizlere.
Kitap: Şiddetsiz İletişim
Yazar: Marshall B. Rosenberg
Kitap: Sevme Kusurları
Yazar: Müthiş Psikoloji
Sevgiyle Kalın.
Yorum Yazın