Kimse Sanmasın ki Fetö bana vurmadı. Bu memlekette ve dâhi bu ülkede; Fetö'nün direk ya da dolaylı vurup etkilemediği aile yok sayılır. Zirâ; özellikle 17/25 öncesi çocuğu okuyan,sohbetine giden,bankaya para yatırmış olan, zekatını veren, kurban bağışlayan belki milyonlarca insan vardı. Fetönün gerçek yüzünü idrak edememiş ekseriyet-i mutlaka, aşk sarhoşu gibiydiler adetâ. 17/25 Aralık sonrası bir kısmı siyâsi çıkarları için, bir kısmı korkudan, bir kısmı da milli duygularla geri adım attı. Bu yapıyla bağını kopardı. Ancak, kendi çıktıysa oğlu, oğlu çıktıysa bir başka akrabası ya da aileden her hangi bir yakını devam etti.Ve nihayetinde 15 Temmuzun kanlı ve kirli elleriyle çok ocaklar yandı. Ülkeye verilen tahribat, şehitler, gaziler ihraçlar, açığa alınmalar, tutuklamalar gözaltılar, derken herkesin bir yakını bu şer odaklarının kanlı tuzağından hissesini aldı.
Lâkin olaya bir de başka pencereden bakalım. Biliriz ki hiçbir şey ilâhi adalet ve ilahi takdirin ötesinde hareket etmez.Acaba Müslüman olarak ve kendilerini ehl-i cemaat diye adlandırılan kesimlerin top yekûnunda ne gibi kusurlar vardı da Allah belki de bu cezayı büyük bir ekseriyete kesti.Maddi açıdan refaha ermiş,15 yıl evveline kıyasla çağ atlamış bir ülke ve maddi bakımdan daha güzel geçinen , güzel otomobillere binen, daha güzel evlerde oturan insanlar olduk. Yine manêvi açıdan her cemaatin istediği şekilde kendilerine göre hizmet yapabilme serbestliği zuhûr oldu. 28 Şubat sürecinden geçen bir ülkede kısa süre içinde toplum manevi rahatlığı da görmeye başladı. Paralel yapılanma, nam-ı diğer Fetö dahil her cemaat istediği şekilde bu ülkede atını oynattı. İstediği serbestlikte kendilerine göre hizmetlerini yapabilme hürriyetine kavuştu. Ancak gelin görün ki maddî manevî rahata ermiş bir ülkede Müslümanlar olarak ve ehl-i cemâât olarak kim ne kadar hakkını verdi.Modern çağda sekülerizm denilen ,yani dünyevileşme hastalığına toplum olarak yakalandığımız gibi cemaatlerde bu hastalıktan hissesini aldı. Yozlaşan toplum, israf, müslüman ve cemaat kimliğine aykırı yaşantı kendini bâriz bir şekilde hirmeye başladı. Tenzih ederiz samimi ve inandığı gibi yaşayan tüm müslümanları .Fetvaya gelince mangalda kül bırakmayan bizler yaşantıya gelince ecnebiden farkımız olmadığını gördük. Eee kusura bakmayalım,bunca ikram, bunca lütuf, her açıdan kalkınan bir Türkiye ve manevi rahatlık karşısında bozulur ve kimliğimizi temsil edemezsek Allah bunun hesabını sorar ve sordu da.
Her ne kadar Fetöyle intisabı olanlar etkilenmiş gibi görünse de aslında tüm Müslümanlar bu mânevi tokada maruz kalmıştır. Eş, dost, hısım, akraba, arkadaş, komşu, iş arkadaşı cihetiyle bakıldığında bulaşmayan aile yoktur. Velhasıl , 15 Temmuzun maddi cephesinde ihanet vardır, sorumlusu Fetödür. Manevi cephesinde ekseriyet-i mutlaka vardır, sorumlusu mu ? Herkes kendini sorgulasın vesselam...