Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Kur’an’da Namazın Bulunmadığını İddia Edenler

       Nisa 102’deki SECDE ifadesinin de fiziksel bir secde olmadığını, Resulün okuduğu ayetlere teslimiyeti ifade ettiğini söylerler. Aslında bu iddianın dikkate alınır bir tarafı yok, çünkü bu takdirde ayetlere resmen takla attırılmış ve Arapça kuralları/Kur’an sistematiği tarumar edilmiş oluyor. Ama ne yapalım ki dile getiriliyor bu iddialar. Bu iddialara birkaç açıdan cevap verilebilir;

       1-Öncelikle siyak-sibaktan buradaki muhatapların kim olduğuna dikkat edilmelidir. Kim bunlar? Resulullahın ile birlikte canları ve malları ile cihâd edenler, yani Allah’ın Tevbe 88’de övdüğü, kurtuluşa ermişlerdir dediği müminler. Dolayısıyla bunlar zaten müminler, yani ayetlere karşı bir teslimiyet problemleri yok ki böyle bir ifade biçimi olsun. Ama daha da önemlisi Resulün burada ayet okuduğuna veya tebliğ yaptığına dair herhangi bir beyan yok. İşaret dahi yok.

       2-Eğer buradaki secde fiziksel bir secde değil de okunan ayetlere teslimiyet ise, neden tüm askerler birden teslimiyet göstermiyorlar da bir bölümü secde ederken diğer tayfa nöbet bekliyor? Secde eden tayfa nasıl bir secde yapıyor ki diğer tayfanın nöbet tutması (gözetlemesi) gerekli oluyor?  Eğer bu secde Resulün okuduğu ayetlere teslimiyet ifadesi ise bu secdeyi tüm ordu birlikte yapabilirdi. Çünkü okunan ayetleri hepsi birden ayakta dinleyebilir ve yine hepsi birden ‘’işittik ve itaat ettik’’ diyebilirlerdi (24/51). Yani hepsi birden ‘’secde’’ edebilirlerdi, buna mani olan bir durum yoktu, çünkü tüm askerlerin bu ayetleri ayakta ve silahları ellerinde iken dinlemeleri mümkündü. Ama bunu yapama(z)dılar. Neden? Çünkü bu secde bildiğimiz secde idi de ondan. Askerlerin bir bölümü Nebinin arkasında saf tutup secdeye kapanınca, düşmana karşı gafil avlanmamak için diğer tayfa mecburen arkada nöbet bekleyecek ve düşmanı gözetecekti. Bu böyle olmasa idi, neden ES-SALATA katılanlara bile ‘’silahlarınızı yanınıza alın, tedbiri elden bırakmayın’’ densin ki? Çünkü burada bir mekân ve pozisyon değişikliği var. Hem Nebinin arkasına gelip saf tutuyorlar hem de secdeye kapanıyorlar. Silahlarını yanlarına almaları ve diğer grubun da arkada kalması bu yüzden isteniyor. Yani özetle bu secdenin bildiğimiz secdeden başka bir şey olması mümkün değildir.

       3-Secde elbette ki boyun eğme ve teslimiyet anlamına da geliyor ve zaten fiziksel secde de bunun hal dili ile ifade edilmesi oluyor.  Dolayısıyla secde kelimesi ayetlerde hem -fiziksel olmayan- teslimiyet manasında hem de fiziksel manada kullanılır. Aslında bu bir Kur’an kuralıdır, zira Kuran birçok kelimeyi hem lügat/gerçek hem temsili anlamında kullanır. Mesela taharet/temizlik kelimesi de böyledir. Zira taharet kelimesi ‘’Ona ancak muahhar/temiz olanlar dokunabilir’’(56/79) ayetinde manevi temizlik manasında kullanılmış iken, Maide 6’da hem maddi hem manevi temizlik manasında kullanılmıştır. Secde kelimesi de böyledir. Bazı ayetlerde teslimiyet/itaat manasında, bazı ayetlerde de bu teslimiyetin bir göstergesi olarak fiziksel secde manasında kullanılmıştır.

       Burada şu husus da unutulmamalıdır; Kur’an günümüzde nazil olan bir kitap değildir. Kur’an’ın nazil olduğu ilk muhatap toplum ve çevresindeki insanların hemen hepsi zaten kutsal kabul ettikleri varlıklara secde ediyorlardı. Muvahhidler sadece Allaha secde ederken müşrikler hem Allaha hem aracılarına/putlarına, Sabiiler yıldızlara, Yahudiler ve Hristiyanlar kendi sembollerine ve Güneşe tapanlar da Güneşe secde ederlerdi. Böyle bir topluma nazil olan -mesela- şu ayetin fiziksel secdeyi ifade etmediği nasıl söylenebilir? Gece, gündüz, güneş ve ay O'nun ayetlerindendir. Eğer O'na ibadet ediyor iddiasında iseniz, Güneşe ve Aya secde etmeyin, onları yaratan Allah'a secde edin.’’(Fussilet 41/37)Bu ayetteki Güneşe ve aya secde edenler ne yapıyorlardı? Bu secdelerin de fiziksel olmadığı nasıl iddia edilebilir? Güneş ve ayın buyrukları mı vardı ki onlara secde edenler ‘’biz bu buyruklara itaat ettik’’ demiş olsunlar? O halde aynı ayette istenen Allaha secde de nasıl fiziksel bir secde olmaz? Sonuç olarak -elbette ki her ayette geçen secde ifadesi değil ama- bazı ayetlerdeki secde ifadesinin fiziksel secde manasına geldiği ve bunun da namaz diye bilinen ES-SALAT mensekinin bir rüknü olduğu açıktır, Nisa 102 ile bu sabittir.

       Kuranın zaten bilinen ve eda edilen bu fiziksel hareketler için daha fazla detay vermesine gerek yoktur. Çünkü bunlar zaten herkes tarafından bilinmekte ve eda edilmektedir. Kuran sadece belli düzeltmeleri yapmıştır ve buna rağmen -işte görüldüğü üzere- namazla ilgili detayları da gereğince vermiştir. Tabi bu arada namaz derken her vakitte 8-10 rekat kılınacak, ayaklar arası kaç cm olacak ve eller-parmaklar nasıl bağlanacak/duracak şeklindeki aşırı şekilci bir namazdan yani bidatlerden bahsetmediğimizi de ifade edelim. Ayrıca namaz kılmayanın mürted kabul edilemeyeceği, öldürülemeyeceği, hatta baskı yapılamayacağı, buna yönelik Kuranda bir hükmün bulunmadığını da belirtelim.  Yani kastımız bunlar değil.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar