Geçen haftaki ‘’Aksaray’a yazık olur’’ başlıklı yazımızdan sonra; bu hafta yaşananlara çare ve önlem olması adına, bir tuğla da biz koyar mıyız gayesiyle, çözüm noktasında birkaç kelam edelim diye düşünmüştük. Tam böyle düşünüyorduk ki; birkaç gün önce, tecavüze uğrayan genç kız kardeşimizin röportajı düştü gazetelere. Haber ve röportajın muhtevâsı durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha hatırlattı okurlara. Hele ki boğazını kesmeleri, öldü sanıp bir kuytuya atmaları ve daha da vahşeti yakmayı düşünmeleri, gençlerimizin maneviyattan ve ilâhi korkudan ne denli uzak olduklarını düşündürüyor ’’İman insanı insan eder, belki insanı sultan eder. Küfür insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder’’ vecizesi tam da burada münasip düşüyor işte. İmâni boşluktan ve terbiyeden yoksun bir insanın nasıl bir canavara dönüşeceğini ne yazık ki bu haberle müşahede ediyoruz. Konu; tecavüz,uyuşturucu,gasp,yol kesme ya da adı her ne olursa olsun; özünde kendine zarar verme,başkalarına zarar verme,yasak sınırlarını ihlal edip sarhoşâne, berduşâne ve günahkârane yaşama meyli bazı gençlerimizi etkisi altına almış görünüyor. Gençlerimizin bu görüntülerinin şehrimizin adına yakışmadığını, zira bu güzel beldenin ismiyle müsemma bir şehir hüviyetinde olması gerektiğini yazmıştık. Lâkin sadece var olan hastalığı görüp çözüm önermemek bir eksiklik olurdu. Öyle köklü ve tesirli çözümler lazım ki ,bu tehlikeler büyümeden önüne geçilsin . Aksi takdirde her hafta benzer haberleri duymaya devam edeceğiz. Duydukça sıradanlaşacak, sıradanlaştıkça çözüm zorlaşacak. Lakin konuyla ilgili yapılan istatistiklerde şehrimizin durumu pek de iç açıcı görünmüyor. Yaşanabilir iller sıralamasında çok gerilerdeyiz. Nüfusa göre yapılan suç oranları istatistiğinde Aksaray için tehlike çanları çalıyor. Peki, ne yapmak gerek? Çok klasik bir laf var; iş ailede bitiyor diye. Aile terbiyesi, aile eğitimi, kötü çevre, kötü arkadaş vs… İyi de adam kazık kadar olmuş bu saatten sonra aile terbiyesi neye yarar. Kazık kadar olup uyuşturucu kullanan, suça meyil taşıyanlara elbette aile terbiyesi kâr etmez artık. Ama sorunun temelinde de aile ilgisizliğinin olduğu, gerçeğini inkar edemeyiz.. Gençlerimizi sokaktan koruyacak yegâne sığınak sıcak aile ortamıdır. Aile terbiyesinin dahası aile ilgisizliğinin bu gençleri farklı arayışlara sürüklediği bir gerçektir. Çok geç kalındığını düşünmüyorum. En azından bundan sonrakiler için ‘’ağaç yaş iken eğilir’’ darb-ı meseli doğrultusunda bir gençlik yetişebilir. Çözüme gelince; Aksaray ekâbirinin de farkında olduğu bu gerçekler, eminim şehrimiz adına büyük korkular yaşatıyor ve bu olumsuz gelişmeler karşısında onlar da kendilerince çözüm üretiyorlardır. Geçtiğimiz günlerde Valimizin önderliğinde uyuşturucuyla mücadele komisyonu kuruldu. Bu son derece olumlu bir gelişme olsa da, her gün daha kötüye giden bir gençlik var karşımızda. Bu gençlere sadece ‘’uyuşturucu kullanma’’ demek yeterli gelmez elbette. Uyuşturucuyla disiplinli ve kararlı bir mücadele gerekiyor ama sadece uyuşturucuya odaklanmak da doğru değil. Kötü alışkanlığa örnek teşkil edecek birçok davranış şekli var. Özünde, maneviyatsızlık ve ilgisizlik olan bu davranış şekilleri zamanla suça dönüşen, hatta canavara dönüşen bir ruh halini alıyor. Dolayısıyla gaye temiz bir gençlik yetiştirmek olmalı. Öncelikli olarak; geniş katılımlı bir kent konseyine ihtiyaç var. Yerel Yönetimin komutasında oluşacak bu konseyde; şehrin ileri gelenlerinden üniversite hocalarına, emniyet birimlerinden, muhtarlarına sosyal hizmetlerden sağlık yöneticilerine, eğitim yöneticilerinden, diyanete, siyasî partilerden âkil insanlara kadar her alandan temsilciler olmalı. Geniş katılımlı,bilgi, birikim, tecrübe ve yetkilerinde olduğu bu konseyde hiçbir masraftan,hiçbir adımdan kaçınılmadan çözümler üretilmeli. Her mahallede problemli, suça meyilli, uyuşturucu kullanan ya da kimsesiz gençler tespit edilmeli. Suçun altında yatan psikolojik nedenler, çevresel etkenler irdelenmeli. Hem gençlere, hem ailelerine insan oldukları hatırlatılmalı. Önce aile bireyleri eğitilmeli konu ile alakalı seminer toplantı vs. aktivitelere hız verilmeli. Suçluyu değil suçu ortadan kaldırmayı amaçlayan bir ekip çalışması yapılmalı. Şehri sarıp sarmalayan maneviyat noksanlığı tedavi edilerek, problemli gençlere ve ailelere ışık olacak değerler kazandırılmalı. Uyuşturucunun yerini dolduracak; tiyatro, müzik, spor, kitap okuma alışkanlığı gibi faaliyetler desteklenmeli. Velhasıl kurulacak konseyde gayesinin büyüklüğünden mütevellit, bütçe esirgenmeksizin sosyal aktiviteler yapılmalı. Ailede ve okullarda manevi eğitimin gerekliliği vurgulanmalı. Ve daha önemlisi insan yakacak kadar canavarlaşan bir gençlik, önce insan ve dâhi sultân edilmeli.
Oğuzhan Osmanoğlu
- FacebookSayfayı Beğen
- TwitterTakip Et
- YoutubeAbone Ol
- InstagramTakip Et
- LinkedinTakip Et
- RSSServisleri