İnsanız hata yaparız, yapacağız da.
İnsanoğlu denen varlığın ikiz kardeşi hata yapmak.
Yapılan hatalardan ne kadar ders çıkardığımız da önemli, ders çıkartma becerimiz varsa eğer.
Bugün kendime özeleştiri yapmak istedim.
Geldik gidiyoruz şu köhne dünyadan da adamı, madamı hali hazırda pek ayırt edemiyormuşum gibi düşünüyorum.
Zaman zaman beni yakın tanıyan dostlarım şu güzel sözleri söyler bana
“Yapma kardeşim, bak peşinden koşturduğun Adam ADAM değil” derler.
Hatta “Şuna fazla güveniyor, buna fazla müsamaha gösteriyorsun” dediklerinde de nadir yanıldı dostlarım.
Ne yapalım canlar… Biz de bir düşküne, müşküle ya da kendisini bize öyle gösteren ikiyüzlülere, konumu, maddi durumu, düştüğü durum ne olursa olsun bakılmaksızın inandığımız kişinin yanında durma gibi bir zaaf vardı.
Kapımıza her gün gelip, kendisi için her konuda yalvar yakar isteklerde bulunanları hiç çevirmemiştik.
Hatta bu yüzden başımıza ilginç bir de olay gelmişti.
Bir gün bir genç 30-35 yaşlarında elinde Kocaeli ilinde yayınlanmış yerel bir gazetede bir hasta çocuk haberiyle çaldı kapımızı.
“Abim” dedi genç adam.
“Benim bir kızım var. Beyninde şöyle bir tümör var. Tedavi edilmezse hayatını kaybedecek.” “Şöyle perişanım, böyle perişanım bana bir yardımcı ol”
“Ne istiyorsun, sana nasıl yardımcı olalım?” dedim.
Benim bir haberimi yapar mısın, kızı için yollarda umut arıyor” falan filan.
Canlar adamın elinde başta Kocaeli ili yerel gazetesi olmak üzere birkaç uğradığı ilin yerel gazete haberleri olan sayfaları görünce inandık.
Maksadımız çocuğunun amansız hastalığına çare arayan bu genç adama bir haber de biz yapalım, yardımımız olsundu.
Neticede yaptık haberi.
Bir gün sonra Aksaray Valiliğinden bir Vali Yardımcısı beni aradı.
Vali Yardımcım “Harun Bey bugün gazetenizde çıkan ‘Acılı baba kızına umut arıyor’ haberi varya” dedi.
“Evet, Sayın Valim”
“Şimdi kardeşim bakın, bunlar farklı illerde sizin gibi saf temiz duyguları olan gazetecilerimize bu tür haberleri yaptırıp, sonra sokağa çıkıp kapı kapı gezip para topluyorlar ve ellerindeki o ile ait gazetelerdeki haberlerini ‘Bakın bana inanmıyorsanız gazetedeki haberimize bakın’ diyorlar.
Vatandaş da gazetedeki haberinize istinaden inanıyor, bunlara para veriyor.
Yani sizi kandırarak yaptırdıkları haberle yollarını bulurken sizler onlara bilmeden destek oluyorsunuz.
Bu dolandırıcıların ya da dilencilerin yeni taktiği, lütfen biraz daha dikkatli olun…”
Birden ters düz oluyorsunuz…
Hadi bunlar dolandırıcı, bizi bile kekliyorlar,
İlimizde “Yandım bittim, aman kardeşim biz öyle böyle adamlar değiliz. Bizi şöyle anlat, böyle tanıt” diye kapımızda yatanlar
Her türlü sıkıntılarında gece gündüz arayanlar,
İlde bitmiş prestijini, itibarını yeniden kazandırdığımız şahıslar bizi nasıl kandırdı diye düşünüyorum…
Ne diyelim? Yaş ne olursa olsun tecrübe nerelerde gezerse gezsin hata yapma lüksümüz devam ediyor.
Özetle;
İtibarsıza itibar kazandırdığımız için,
Ve bu uğurda birçok dostumun sözünü yere düşürüp onları üzdüğüm için
Üzgünüm ve hatalarımdan ders çıkarmak için gereken ne ise yapmaya hazırım demek istiyorum.
Cenap Şahabettin’in güzel bir sözünü paylaşmadan geçmeyeyim.
“Yanlış bildiklerimizi atsak kafamızın yükü o kadar hafifler ki…”
Kalın sağlıcakla!
Hepinizin Kirpiklerinden Öperim.