Sadece ismini bildiğimiz, küresel ekonomiye ve siyasete yön veren liderlerin bir araya geldiği G-20 zirvesi Antalya'da gerçekleşti. G-20 zirvesinin detayları, hakkında merak edilenler dersek medyaya uygulanan baskı ve sansür nedeniyle haberler magazin bültenlerine döndü. Dünyanın gözünün kulağının Türkiye'de olduğu G-20 zirvesinde de durum ne yazık ki bu oldu.Bakınız, bütün haber bültenlerinde verilen detaylara "Cumhurbaşkanının G-20 deki İngilizcesi, G-20 zirvesinde Erdoğan'ın Obama' nın yanağını okşadığı fotoğraf karesi, G-20 deki mönü listesi, çeviri hataları, liderlerin giydikleri, duruşları, otel odaları vs.vs.. İnsanların dikkatini olması gereken yere çekmek yerine sudan şeylerle ,en iyi haber magazin haberdir diyerek hiç kimseyi kızdırmadan, öfkelendirmeden birilerinin çıkarlarına ters düşmeden her şeyi magazinleştirdik. İnsanlar gerçek sorunlar üzerinde konuşmak yerine , birinin kravatı, birinin ayak ayak üstüne atması üzerinde konuşuyor aslında bunlar gündemin dışında yer almalı ama ; "G-20 zirvesi hakkında ne söyleyebilirsiniz?" denildiğinde bunların dışında bir detay verebilir misiniz?.. Hiç mi değerlendirme yapılmadı?.. Elbette yapıldı tırnak içerisinde kısaca şöyle bir ifade edildi tartışma programlarında laf kalabalığı arasında anlaşılmayan ifadelerle bu zirvenin neden gerçekleştiği anlatıldı.. Anlatıldı da aklımızda sadece magazin kısmı kaldı.G-20 zirvesinin tüm ayrıntıları, perde arkasında yaşananlar ile zirvenin özel notları tüm televizyon ve gazeteler tarafından övgü ile anlatılarak zirvede bırakıldı.Başbakan Davutoğlu' nun yerine cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğini yaptığı zirvede aslında Erdoğan' ın güç gösterisine tanıklık ettik hep birlikte.. Fiilen başkanlığını ilan eden cumhurbaşkanı, G-20 zirvesinde keyfine göre hayallerindeki Türkiye lideri olarak boy gösterdi.Türkiye'de bir ""meslek" olarak siyasete ilginin bir hayli artmış olduğu bir dönemde "SİYASET'İ " MESLEK OLARAK İCRA eden, siyasetin profesyonellerine her konuda akıl vermek doğrumudur değilmidir tartışmalarını yaparken, vekillerin aslı olarak öyle yapma, böyle yap demek tabii ki en doğal hakkımız. Siyaset için bir ehliyet yok.. Nüfusu ve parası olan TC. vatandaşı herkesin, istediğinde siyasete soyunduğu bir ortamda biz de elbette akıl verme hakkına sahibiz. Zaten siyasetin yönetim kurulu başkanları bizler değilmiyiz? verdiğimiz oylarla asıl kurucu ve yöneticiler bizleriz. Mesela, seçimi kaybetmiş bir parti liderine istifa et deme, yada Anayasa’nın kendisine çizdiği görevi tanımayan bir cumhurbaşkanına muhalefet etme hakkımız var. Mesleki, olarak bir çok konuda parti yönetiminin aldığı kararların dışında hiç bir inisiyatif kullanamayan milletvekilleri de dahil olmak üzere siyasetin her kademesindeki siyasetçilerin, gündelik siyaset dilini kullanmayı bırakarak halkın beklentileri doğrultusunda hareket etmek zorunda olduklarını unutmamaları gerekir. Sevgiyle kalın..
Dilek Eyüboğlu
En İyi Haber Magazin Haberdir
- Dilek Eyüboğlu
- 20 Kasım, 2015, Cuma 00:00
- 24109
- FacebookSayfayı Beğen
- TwitterTakip Et
- YoutubeAbone Ol
- InstagramTakip Et
- LinkedinTakip Et
- RSSServisleri