DEVLET, HÜKÜMET kelimelerin ne anlama geldiğini bilmeyeniniz yoktur sanırım.
Buraya TDK’ya göre devletin kelime karşılığını bırakıyorum.
İsim, hukuk, toplum bilimi toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.
Canlar, aslında devletin de hükümetin de kelime anlamını başta siyasiler olmak üzere hepimiz biliyoruz.
Birçoğumuz birçok hükümet görmüştür.
Örneğin şu an ülkemizi yani devletimizi yöneten siyasi iktidar, 2018 Genel seçimlerinin ardından 100 Yıllık Cumhuriyetimizin 66. Hükümetini kurdular.
66. Hükümet görevini bu yıl gerçekleşecek olan 2023 Genel seçimlerine kadar devletimizi yönetecek.
2023 yılı içinde yapılacak seçimlerde mevcut iktidar yeniden seçilse 67. Hükümeti ve devletin organlarını yönetecek kadroları yani bakanlar kurulunu oluşturacak.
Yok, millet seçimlerde bu sefer başka bir siyasi oluşumu istiyorum der ve sandıktan milletin iradesiyle seçimlerde başka bir siyasi kuruluşu devleti yönetmesi için karar verirse onlar da yine 67. Hükümeti kuracaklar.
Canlar, devlet baki devletin kurumlarını yönetmesi için halkın verdiği kararla göreve gelenler değişkenlik gösterir. Neticede seçimler de bunun için yapılır.
Rahmetli Menderes’ten günümüze, ülkemizi birçok lider ve onların bakanları yönetti.
Şahıslar gelir geçer devletimiz bakidir.
Hangi koltuk kime baki kalmış, yalan dünyadan bile hızla gelip geçmiyor muyuz?
Bu kavram kargaşasını bilerek çıkartanlar, milletin aklıyla dalga geçtiklerinin farkındalar ve bilerek yapıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1938 yılında hayata gözlerini yumduğu günden bu yana 85 yıl geçmiş devletimiz kişilere bağlı olarak ayakta kalmıyormuş demek ki.
Ne diyor ülkemizin kurucusu, "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Dünyada bir eşine 500 yılda bir rastlanır büyük bir felaketi hep birlikte yaşadık.
Acılarımızı yaralarımızı milletçe sarmaya çalışırken,
Milletimizi daha çok kedere acılara sürükleyecek sert ve ayrıştırıcı dilden vazgeçilmesi gerekmektedir.
Dün işine geldiği gibi desteklediğin, bugün işine gelmediği için ayrıştırdığın bu halk, bu millet hep bir arada yaşamasını iyi biliyor.
Çok değil, 2015 seçimlerinde bugün zillet dediğin siyasetin paydaşlarıyla aynı torbadan ortak adayla seçime gittiğimizi unutmayalım.
Hepimiz insanız, Allah isteseydi hepimizi aynı tornadan çıkmış gibi tek tip yaratma kudretine sahiptir.
Dünyada 8 milyar insan, 8 milyar farklı parmak izi vardır.
Farklılıklar bizim zenginliklerimiz diyenler siz değil misiniz?
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinizden öperim.
Yorum Yazın