Yeni yıl geldi geçiyor bile. Bu senede yılbaşı kutlamaları ve yeni yıl manzaraları hep aynı gibi görünse de cehaletimizle farkımızı ortaya koyduk. Hoşgörü dini olan İslamiyet'e ve biz Müslümanlara yakışmayacak tavırlar içindeydik. TV'de, gazete köşelerinde yılbaşı kutlamak günah mı değil mi diye bambaşka bir boyut kazandırdık yılbaşına. Sanki başka derdimiz kalmamış gibi. Sanki ülkede işçi ölümleri yokmuş,kadına şiddet çözülmüş, işsizlik bitmiş,bütün üniversite mezunları iş bulabiliyormuş gibi derdimiz yılbaşı.Mesela Nevşehir'de bir partinin üyesi gençler yılbaşı kutlamalarına tepki için Nasrettin Hoca kıyafetleri giyip Noel baba maketi yaktılar. "Noel ve yılbaşı kutlamaları Müslümanlara yakışmıyor. Bizim kültürümüzde Noel Baba yerine Nasrettin Hoca var. Bizim kültürümüzde İslam düşmanlarının Noel kutlamaları ve Noel Baba yok. Bu yüzden Nasrettin Hocamız Noel Baba’ya güzel bir ders verecek” diyerek yapılan protesto ne kadar anlamlı sizce? Daha bunun gibi bir çok örnek vardı bu yılbaşında. Nasreddin Hocanın her fıkrasında, dünyanın işleyişine kendi kültürel değerleri ile katkıda bulunan ve insanoğlunu sevgi ve hoşgörü ile kucaklayan bir filozof olduğunu hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Birbirinden güzel fıkralarıyla bize iyiliğin, dürüstlüğün ve hoşgörünün yollarını gösteren.13. yüzyılda yaşadığı sanılan fıkralarında bilgi,görgü ve hikmet dersleri veren bir şahsiyeti böyle bir şeye alet etmek cehalet dğilde ne? Ülkenin yüzde doksanı Müslüman olabilir ama bir sürü de Müslüman olmayan var. Başka kültürlere böyle hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük olmamalı. İslamın sevginin, dostluğun ve hoşgörünün dini olduğunu unutmayalım.Dünyaya örnek olup kültürümüzü en güzel şekilde tanıtacağımıza kendi hoşgörüsüzlüğümüze değerlerimizi alet ediyoruz. İlla dininize faydalı gençler olmak istiyorsanız onu en iyi şekilde güzel ahlakınızla, örnek yaşam tarzınızla ve kişiliğinizde temsil edin.Başkalarının inancına, kültürüne dil uzatmak yerine kendimize gelelim önce. Mevlana'ya sormuşlar "O kadar okursun, yazarsın, ne bilirsin" diye. "Haddimi bilirim" diye cevaplamış. Herkesin nasıl yaşaması gerektiğini en iyi biz biliyoruz. Hayatta öğrenilecek en güzel şey kendini bilmek oysa.Yılbaşı tartışmalarının altında yatan maalesef bilgisizlik. Yılbaşı ile Noel arasındaki farkı bir çoğumuz bilmiyoruz. İsa'nın doğum günü olan Noel 25 Aralık' ta, yılbaşı ise 31 Aralıkta kutlanır. Yılbaşı kutlarken hiç birimizin aklından İsa geçmez bile. Geçtiğimiz yılın ağırlıklarını üstümüzden atmak ve yeni umutları, yeni başlangıçları kutlarız yeni yılda.Yılbaşının varsa eleştirilecek yönü kapitalizmin en büyük araçlarından biri olmasıdır. Bütün yıl boyunca sevgilisine bir tutam çiçek almayan adamların alışveriş merkezlerini doldurmasından bir farkı yoktur. Madem sevdiklerine hediye alıp mutlu edeceksin neden bir yıl bekliyorsun? Yılbaşı kutlamakla, hindi yemekle dinden çıkmayız arkadaşlar merak etmeyin. Çerezi kolayı alıp sevdiklerimizle tombala oynamanın, TV karşısında dansözle gerdan kırmanın,(artık dansöz çıkmıyor ama) Milli Piyango çekilişini ailece nefesleri tutarak izlemenin zevki başka nede var? Adeti olan kutlasın, olmayan kutlamasın. İsteyen şampanya patlatıp dansöz oynatsın isteyen bir şey yapmadan girsin yeni yıla. Herkese mutlu yıllar!Sevgiyle Kalın
Dilek Eyüboğlu
- FacebookSayfayı Beğen
- TwitterTakip Et
- YoutubeAbone Ol
- InstagramTakip Et
- LinkedinTakip Et
- RSSServisleri