Dilek Eyüboğlu

Dilek Eyüboğlu

Mail: dilgeeybl@gmail.com

Bilir Bilmez..

"Devlet malından bir hırka bile olsa aşıran, çalan şehit olmaz" (Hz. Muhammed S.A.V)

"Devletin dini adalettir, adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir" (Hz. Ali)

"Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur" (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Ak Parti Milletvekili Şamil Tayyar'ın 'Parayı veren serbest kalıyor' dediği rüşvet iddialarına birçok kesimden destek var ancak 15 Temmuz darbesi kadar ağır bir iddia karşısında garip bir sessizlik de var.  

Fikir ve vicdan özgürlüğünde milletin içinde serbest bir birey olarak milli görev ve memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde sorumluluğunu bildiğine inanan bir vatandaş olarak içinde olduğumuz, farklı konumlarda şahit olduğumuz ibretlik gerçeklerden söz eden Tayyar, doğru söylüyor. İddia doğrudur veya değildir. Nasıl ki FETÖ’cülükle suçlanma tehdidinin herkesi kapsayacak biçimde canlı kalmasını ve bu tehdidi susturma, sindirme ve yönlendirme aracı olarak kullananlara göz yumulmadıysa   “Fethullahçı Terör Örgütü” üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınıp bırakılan ya da tutuklananların  serbest kalmasındaki dikkat çekici artışın ardından gelen rüşvet iddiaları da enine boyuna araştırılıp, suçlular olursa, en ağır şekilde cezalandırılır. Gerçekleri olduğu gibi görenler, açıkça tereddüt ve belirsizlikten uzak bu hareketlerin izleyicisi olamıyor. Şamil Tayyar’da gerek şahsi vicdanının, gerekse de bulunduğu konumun gereğini yerine getiriyor.

Belki konuyu önce parti içi - meclis çatısı altında gündeme taşımalıydı, haklıydı - haksızdı, FETÖ borsası var -yok.. Bu iddialar gerek parti içi ve meclis çatısı altında, gerekse de zaten ilgili yasal mercilerce incelemeye alınıp gereği yapılır.

Asıl konu, FETÖ bağlantısı olduğu gerekçesiyle mağdur olan adli olarak suçsuzlukları kanıtlanmış ve serbest kalmışların bir çoğu iade-i itibar alarak işine, kurumuna geri dönmüşken/haklarına kavuşmuşken, bir çoğu da dönme/ hak alma mücadelesi verirken, bir yandan da adli olarak aklanmış ve suçsuz olduklarını eş, dost, konu komşu,  iş çevrelerini ikna etme mücadelesinin manevi baskısı altında ezilerek sürdürüyorlarken, "Parayı veren serbest kalıyor" açıklaması gerek zamanlama gerek yer açısından ne derece doğru? Gerçekten mağduriyet yaşamışlarda parayla mı serbest kaldı çelişkisi zaten içinden çıkılmaz bir mücadelenin seyrini iyice arap saçına döndürebilir.  

Borçlusunu, alacaklısını, kiracısını, ev sahibini, rakibini,  çıkarları ile  kesişenleri, makamına mevkisine göz koyduğunu vs.. Sırf şahsi hırs ve çıkarı için hiçbir alakası olmadığı halde FETÖ’cü diye ihbar edip intikam almak, yolundan çekmek isteyenlere,  daha önce de yapmış oldukları asılsız şikayetler ile, adli makamların iş yoğunluğunu kat kat artırarak adli sürecin çok daha yavaş işemesine sebep olanlara, attıkları iftiralar ile birçok kişiyi mağdur edenlere, tam da asılsız ihbarlar kesildi-azaldı derken yeni bir  koz verilmiş olunmamıştır inşallah. 

Akıl ve mantığın dışında maddi makamlarında zenginleşenler, selamı rüşvet değildir diye almayanlar, bu insanlık tarihinde dünde böyleydi bugünde. "Eskiden böyle miydi ya. “diye söze bir başlayanlar, onlara göre her şey son yıllarda bozulmuş. Ne ahlak kalmış, ne de insanlık. Kendi devirlerinin sütten çıkmış ak kaşıklarını memnuniyetle dinliyorum. Toplumsal ve yönetimsel  bozukluklar  tarihimizin bir parçası ne yazık ki.. Yeni Türkiye öncesinde de vardı,   olmaya da devam edecek.

İddialara ilişkin elinde belge, bilgi bulunanların ise adaletin yerini bulması için bunları adli birimlerle paylaşması ise vatan, millet ve insanlık borcudur..

İddialar araştırılır gereği yapılır.. Bize düşen sakin, dürüst ve ahlaklı bir bekleyiş..

Sevgiyle Kalın..

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar