Seçimler gelir geçer de,
Kraldan çok kralcıların çevreye, insanlığa verdiği zararın bir telafisi nasıl giderilir?
Bence ülkemizin 25 yıllık siyasi hayatına damga vuran 13. Cumhurbaşkanımız iyi olmasına iyi de, çevresindekiler kötü.
Tüm ülke bu seçimlerde bir kez daha gördü ki,
AK Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi şahsi oyu, partisinin ve vekillerinin çok çok üstünde.
Milletin Cumhurbaşkanına olan sevgisi, ilgisi ve onun gölgesinde millete tepeden bakan milletvekilleri ve bürokratları var.
28 Mayıs gecesi 13. Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın konuşmasının satır aralarında ülkedeki seçim aritmetiğine yönelik mesajları vardı.
Matematiğin demokrasi ile olan yakın ilişkisinden de gördüğümüz üzere,
Ülke geneli karpuz gibi ikiye bölündü.
Her iki tarafın da sorgulaması ve ders çıkarması gereken konular çok.
10 milyona yakın seçmenin neden sandığa gitmediği,
1.5 milyona yakın insanın neden geçersiz oy kullandığı,
Seçim stratejisinin taktiklerinin nerelerde tutup nerelerde tutmadığı,
En önemlisi yaşları 70’e dayanmış tüm liderlerin önümüzdeki yıllarda bu ülkenin yönetimini kime nasıl emanet edecekleri en önemli gündem konuları olmalı.
Seçim süreci boyunca gördük ki;
Patates, soğan, tarımsal girdi maliyetleri, mazot, sigara zammı, marketler, kiralar, döviz kuru, ülkemizdeki göçmenler diye sorunlarımız yokmuş.
Neticede 28 Mayıs gecesi en çok mutlu olan, çılgınlar gibi eğlenenler arasında Afgan, Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen göçmen kardeşlerimizdi.
Bugünden itibaren kankalarım Suriyeli ve Afgan dostlarımla hafta sonu çizgili pijamalarımla Kılıçarslan Parkı’nda sıkça mangal ve nargile partilerinde buluşacağız.
Birçok iş yerinde Afgan ve Suriyeli kardeşlerimin ikram ettiği çaylarımızı höpürdetirken,
Ülkemizde 10 yıl sonra kurulacak Afgan ya da Suriyeli siyasi partilerin ülkemiz siyasetindeki söz sahipliğinin nasıl olacağı konuları başta olmak üzere birçok hedefleri için beyin fırtınaları yapacakları toplantıların haberlerini yazacağım.
Yöresel Afgan ve Suriye lezzetlerini tatmaya şimdiden başladım bile.
Irkçılığın ne denli bir hastalık olduğunu bilen bir kardeşiniz olarak,
Artık hümanist bir ruh haliyle tüm insanları sonsuz bir sevgiyle sevmeye çalışırken,
Sevgimde Afgan ve Suriyeli kardeşlerimize torpil geçip onları daha çok seveceğim.
Hatta buradan açık bir çağrı yapmak istiyorum,
Türkiye vatandaşlığına geçmiş ya da geçmese de geçiririz bir Suriyeli, bir Afgan kardeşimi gazetemizde istihdam etmek istiyorum.
Ben öyle onlar ‘bizim muhacirimiz, din kardeşimiz’ diye ortada gezip ‘gerekirse evimde bakarım’ diye hava atıp kameraları görünce çark eden çakma muhacir sevenlerden değilim.
Yaşasın Suriyeli, Afgan ve dünyanın çeşitli ülkelerinden ülkemize gelip oy kullanan muhacirlerimiz!
Hepinizin kirpiklerinden öperim,
Kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın