Gazetecilik basın bayramı, çalışan gazeteciler günü, basında sansürün kaldırılış yıl dönümü,
Falan filan...
Gazetecilik mesleğinde bizi bir tık ileriye taşıyan,
Sarı basın kartımı alalı 8 sene olmuş.
Bu karta sahip olmak ülkemde hem çok kolay hem de çok zor.
Bir basın kuruluşunda sigortanız düzenli olarak yatıyorsa o basın kuruluşunda herhangi bir meslek üzerinde faaliyet gösterseniz de bu kartı alabiliyorsunuz.
Bir basın kuruluşunda çaycı, temizlik görevlisi, matbaa çalışanı olsanız da sarı basın kartı almanız mümkün.
Ülkedeki basınının gerçek yüzünü say say bitiremeyiz.
Hadi hakkıyla bu işi yapan fikir işçisisiniz,
Örneğin bültenlere bağlı kalmadan ya da emek hırsızlığı yapmadan haber, makale yazdınız ya da iyi bir araştırmacı gazetecisiniz ve yıllarınızı bu işe verdiniz.
Hiç önemi yok,
Sarı basın kartına benzer bir çıktısı olan ve kendisini gazeteci olarak tanımlayanlarla aranızda hiçbir fark kalmaz.
Üstelik bu şahıslar sözde gazeteci gibi davranıp yemesi, içmesi, gezmesi bol etkinliklere katılmak dışında hiçbir varlık göstermeseler bile yıllarını bu mesleğe vermiş, bu uğurda çile çekmiş, mahkemelerde sürünmüş her türlü siyasi ya da bürokrasi mobbingine uğramış gazetecilerle aynı teraziye konur.
Sansürün kaldırılmasının bilmem kaçıncı yıl dönümüymüş...
Yook canım daha neler!
Üç maymunu oynayan medya bolluğu ile gelecek korkusuyla maddi ya da farklı konulardan korkanların kalemini oynatmadığı, fotoğraf makinasının deklanşörüne, kamerasının kayıt tuşuna basmadığı ya da basamadığı bir medya ordusunun olduğu ülkemde, sansürün kaldırılmasından bahsetmek akıl tutulmasından başka bir şey değildir.
Gerçi dünyada basının özgürlüğü, yaşadığın ülkelere göre farklılık göstermektedir.
Canlar,
Günümüz basınında iktidarın ve muhalefetin bakış açısı birbirinin aynısıdır.
İktidar yanlısı ya da muhalif basın diye bir kavram olmasa da hayatımıza soktular meslektaşlarımız.
Hangi taraftan yana olursanız olun bağlı olduğunuz tarafa eleştirel haber yapamazsınız.
Bu hal gelişmiş ülkelerde biraz daha az olabilir ama dozajı kaçırırsanız işsiz gazeteciler ordusuna eklenmeniz an meselesidir.
Basının durumu aslında kısaca böyledir.
Yazılacak çok konu olmasına rağmen bu konularla ilgili kitap çıkaracak çok yazılarımız oldu ama kime ne anlatıyorsunuz denir ya,
Hah bizim işimizde tam öyle bir şeydir.
Şimdilik basıncılık oynamaya devam eden binlerce vasıflı vasıfsız gazeteci...
Basın emekçilerinin her gün zorlaşan şartlarıyla ilgili umarım yasa koyucularımız biraz gayret gösterir temennisiyle,
Kalemini satmayan, emeği ve alın teriyle mesleğini namusu bilen meslektaşlarımızın 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını kutluyorum.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizin kirpiklerinden öpüyorum.
Yorum Yazın