Müftülere resmi nikah yetkisi:
Adalet ve yasalara ilişkin soruları sorma ve tartışma biçimimiz hem toplum olarak hem de siyasal olarak gündemimizi olumsuz etkiliyor.
Kadın haklarında geriliyormuyuz, oturmuş halen toplumun ahlakını kadın üzerinden tesis etmeye çalışıyoruz. Böyle bir gereksinim nereden doğdu? Halktan böyle bir talep mi vardı da müftülere “resmi nikah” kıyma yetkisi kıyamet kopardı. Kadın örgütlerinin sesini yükselten bu yeni taslağı iyi anlamak gerek. Müftülere verilen yetki de İmam nikahı yetkisi değil, resmi nikah yetkisi. Karıştırmayalım.. Sadece vatandaşlara ilave seçenek sunuluyor.
Hele ki bu yeni hamleyle yıllardır süren bir mücadele, toplum arasında kendliğinden çözüm bulacak. Kırsal bölgelerde yada o, bu, şu sebepten “ha resmi nikah, ha dini nikah “ tartışmaları son bulacak.
Dini nikahın hukuki olmadığı bu sayede herkes tarafından öğrenilecek. Birde bu pencereden bakmak lazım. Müftü de resmi nikah görevlisi olacağı için imam nikahıyla yaşayanların resmi nikaha teşvik edilmesine büyük katkı sağlayacaktir.
İlla sırf muhalefet olmak tartışmalara katılacak olursak. Mesela evlenmek için müraccat ederken belediyelerce alınan harç ücreti, müftülüklerce de alınacakmı?, Mesela; belki de bu yeni uygulama sadece diyanete yeni bir kaynak yaratmak içindir. Yok artık dediğinizi duyar gibiyim. Ancak tartışmalar artık öyle bir hal aldı ki, konuşmaları dinleyen, gazete manşetlerini okuyan insanların, söylenip yazılanların çeşitliliği ve karmaşıklığı karşısında kafası iyice karışmış durumda..
Her kanun tasarısında tartışmalar ve iddaalar hep aynı. Başlatılan hazırlık çalışmalrında sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların göz ardı edilmesi, alternatif görüşlerin ve önerilerin dışarıda bırakılarak hareket edilmesi vb.
Tartışmalar ışığında yasanın aşamaları ve son hali sorgulanmadan bakılmadan kabul edilir gelip geçiyor.
Yasalar çıkıyor ama düzgün anlatılamıyor.
SOSYAL MEDYASIZ YAŞAYABİLİR MİSİNİZ ?
Sosyal ağlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Dünyada her üç insandan ikisi sosyal medya kullanıyor, zamanının büyük çoğunluğunu buralarda geçiriyor. Araştırmalara göre, internet kullanım amaçları arasında, sosyal medya kullanımı ilk sırada yer alıyor.
Dokunmatik ekranlarla kurduğumuz yalan dünyaya, her geçen gün daha da bağımlı hale gelerek yalnızlaşıyoruz.
Bu yalnızlığı yenmek için ise yine sosyal medya aleminde güya kişiye özel alanlarda sonunun nereye gideceğini düşünmeden uçsuz bucaksız mecralarda kendimizi kaybediyoruz.
İnsanın, sosyal ağlara hâkim olduğu, sosyal medya kullanıcıları olarak kontrolün kendi elimizde olduğu sonsuz özgürlük alanında bilgileri depolayan sistemler bizi bizlikten çıkarıyor.
Rezalettte gelinen son nokta.
Gizlice çekilen, sosyal medyada tuzağa düşürülerek vb. şekillerde toplanan görüntü ve resimlerden oluşan, özellikle küçük yaştaki kız çocuklarının görüntülerinin de yer aldığı 'ifşa siteleri', kısa yoldan zengin olma hayalleri ile " organ ticareti", yine zahmetsiz kazanım dönor olma "sperm veya yumurta"ticareti, taşıyıcı annelik, güya elit arkadaşlık ve evlilik sitelerine olan üyelikler, pusulayı iyice şaşırdık.
Bugün dünyada sosyal medya mecralarını kapatmak gibi bir akım söz konusu iken elin gavuru mahremiyetini gözetirken biz sapkınlığın doruk noktalarındayız. Bilinçli sosyal medya kullanımı ailede başlar. Çocuklarına sosyal medya hesabı kullandıranlar aman dikkat! Şöyle söyleyeyim bu sapkın hesaplar ve sitelere Aksaray'dan bile yüzlerce katılım var. Sizin masumane paylaştığınız bir fotoğraf hiç aklınınza gelmeyecek sitelerde servis. Hani çok yönlendirici olmaması açısından üstü kapalı uyarmak lazım. Ama sosyalleşmeyi, attığı her adımı nette paylaşarak varlık göstermeyi, gerçek dünyadan öte sanal dünyada yaşamayı marifet sanıp öyle kanıksamışız ki ne desek boş. Aslında hepimiz karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin farkındayız ama öylesine bir bağımlılık ve yaşam biçimi haline gelmiş ki bu sosyal ağlar orada yoksak sanki yaşamıyormuşuz gibi.Bir düşünün sosyal medyasız ne kadar zaman geçirebilir yaşayabilirsiniz.
Sevgiyle Kalın..