Ne Dilbermiş bea!
Özel bir kanalda ilk bölümü yayınlanan “İnci Taneleri” dizisi, yayınlanmadan önce ülke gündemine düşmüştü.
Çook uzun zamandır televizyon kanallarında herhangi bir diziye bakmıyorum.
Sosyal medyada Dilber’in dansı patlayıp ülke gündemine düşünce anladık ki,
Ülkemiz insanının tek derdi Dilber.
Hocanın biri diyor ya, ‘Uzaya çıkan ilk Türk astronot bile Dilber kadar konuşulmadı.’
Ee işte Türk toplumunun geldiği nokta bu.
Sonra diyoruz ki, ‘Biz neden böyle geri kaldık, neden dünya markamız yok?’
Gündelik hayatımızdaki hemen hemen her şeyi yurt dışından ithal ediyoruz.
Ülke şöyle, ülke böyle konuştuk mu mandıra filozofu muhabbetler, havanda su dövmeler,
Ülkenin her konusunda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan çenebazlar, sosyal medya hocaları falan filan...
Dilber konusu benim için muhteşem bir tanıtım ve algı çalışması.
İşimiz iletişim, sadece 25 saniyelik bir dizi tanıtımı 100 milyonun üzerinde izlenmişse,
Bu işi yapan başta yönetmen, kameraman, ama daha önemlisi o görüntüleri montajlayan ve o anı yakalayıp sosyal medya ekranlarında paylaşan ekibi alnından öpüyorum.
Şöyle ki,
Türk erkeğinin aklıyla uçkuru arasındaki bağlantıyı iyi bilen ekip,
Görebileceği en ince noktadan görüntüleri yakalamış ve çok başarılı bir tanıtıma imza atmış.
Toplum, Dilber konusunda ikiye bölünmüş.
Seçime giden ülke vatandaşları seçimi, iğneden ipliğe gelen zamları, emekli son gelen zammı, asgari ücretliyi çalıştıran patron maaşları nasıl ödeyeceğini unutmuş,
İnşallah Astronot Alper’imiz uzayda unutulmaz, tek derdimiz Dilber olmuş.
Al sana duyarlı Türk toplumu!
Bu ülkede birçok televizyon kanalında, gelin kaynana mutfakta programında, 10 bilezik için birbirinin gözünü oyarken,
Tatlı ve Sert adlı programda, ülkedeki aile yapısı başta olmak üzere toplumun birçok ahlaksızlıklara nasıl boğulduğu,
Başka bir televizyon kanalında bir köylü kızının başta yakın akrabaları olmak üzere; tüm köy halkıyla çok yakın ilişkisinin cinayetle sonuçlanmasının canlı tanıklarla anlatılması,
Başka bir kanalda, magazin adı altında yaşanan çirkinliklerin sahiplerini topluma kahramanmış gibi gösterilmesi,
Yine başka bir televizyon kanalında genç yaşta kız çocuklarının, evli hanımların sosyal medya üzerindeki ilginç görüntü ve danslarla kazandıkları paralara ses çıkarmayan eş ve babaların halleri ortadayken,
Dilber de Dilber...
Bakınız Dilber ve bu toplum, her zaman aynen yukarda anlattığım tüm çirkin vasıflarla uzun zamandır yaşıyor zaten.
Hayattaki tek gayesi kısa yoldan para kazanmak olan ve bu uğurda yapılan her yolu mübah sayanların sayısı artık çok fazla.
Aile yapısı, örf, adet, gelenek göreneklerimiz, bizi biz yapan değerlerimizin tozlu raflara kalktığı günden bugüne,
Birçok alanda yaşanan çarpıklıkların artık normal olması ya da normalleştirilmesi, bu hastalığın hızlı bir şekilde yayılmasının önüne maalesef geçemiyor.
Dilber’in kısa sürede 100 milyonlara erişmesi, Türk toplumunun aynasıdır.
Kalın sağlıcakla,
Hepinizi kirpiklerinizden öpüyorum.
Yorum Yazın