7 Nisanın üzerinden 10 gün geçti. Listelerin YSK’ya teslim edilmesi ile başlayan ani tepkiler ve eleştiriler her ne kadar bir nebze aşağıya çekilmiş olsa da, gezip gördüğümüz kadarıyla hâla eleştiriler devam etmekte. Ak parti tabanında ve özellikle bu işin mutfağında, salonunda yatak odasında olan, ucundan kıyısından, eskisi yenisi bir takım duayen insanlar dahi burun kıvırıyor. Aylar evvelinde de defalarca zikrettiğimiz gibi, aday adayı sayısının çokluğunun bu tip eleştirileri de beraberinde getireceği muhakkaktır. Aday adayı sayısı altmış yerine yirmi olsaydı acaba bu denli tepkiler olur muydu? Bu pencereden baktığımızda bol adaylı bir yarış olunca, bu tepkilerin olmasını doğal karşılamak gerek. Ancak; eleştiri ve hedefe maruz kalan isimlerin siyasi ve insani ahlak kurallarını aşarak, gerek sosyal medyada gerek gerçek medyada onur kırıcı seviyede olması üzücüdür.Sosyal medyada, İhtimaldir Ki Ak Partiye Bugüne Kadar Oy Dahi Vermemiş Olan İnsanların, Nerdeyse küfre varacak kadar galiz ifadelerde bulunması, adayların resimlerinin boy boy paylaşılıp ‘’Bunları İstemiyoruz’’ şeklinde bir anti propaganda yapılması, başta bu insanların onuru ve aile onurları adına, sonra da parti onuru adına vahimdir.Kaldı ki; söz konusu 2. sıra adayı bu şehirde; 10 yıl Belediye Başkanlığı yapmış, eksik ya da fazla, mesaisini harcamış, bu şehre yaptığı görev itibariyle gönül vermiş bu vakte kadar adı en ufak bir şâibeye karışmamış ve Allah korkusu yaşayan biridir. ’’Dinime söven Müslüman olsa’’ bari diye bir söz vardır. Bu sözün aslı; ’dinime dahleden Müslüman olsa bari’’ şeklindedir. Yani din hakkında yorum yapan, din adına söylemde bulunan Müslüman olsa o zaman sözü dinlenir.Tıpkı bu söz gibi; belki de hiçbir meşakkat altına girmemiş, oy vermemiş insanların da böylesi çirkin senaryolara alet olması kabul edilir bir tepki değildir.Unutmayın ki;,Ak parti gibi kurumsal kimliği ve dengeleri büyük olan bir parti, bu tarz eleştirilere kulak asmaz kardeşim. Sandığa bakalım sandık ne diyecek. Demem o ki tepkilerimizi dâhi insani yapamıyor çirkinleştiriyoruz.Bir başka pencereden bakarsak; Niğde yıllarından itibaren Aksaray siyaset tarihinden çookkkk vekiller ve siyasiler gelip geçmiştir. Kimisi hakkın rahmetine kavuşmuş, kimisi siyaset sahnesinden zamanla silinip gitmiştir. Ölümün ve ebedi âlemin olduğu bir hayatta makam ve mevkilerinde geçici olduğunu düşündüğümüzde, siyasi ikbal peşinde koşarak hırsla insanların haysiyet ve onuruna dokunmak Müslümana yakışmaz. Zira her şey yalan ölüm gerçek.Konunun aritmetik kısmında ise; birçok yazımızda da paylaştığımız gibi; herkes denge ve oy oranları üzerinde yorumlar yapıyor. Kiminde 3-0,kiminde 2-1 söylemlerini her yerde duyuyoruz. Her iki senaryoda sürpriz olmaz. Ortada Ak partinin 3’ü ve rakip partinin 1’i alma mücadelesini belirleyecek bir oran var.Yaklaşık %4 gibi bir seçmen kitlesinin belirleyeceği bu oran, Aksaray toplam seçmeninde 10-15 bin oya karşılık gelmektedir. Ya da daha açık dille ifade edersek; Ak Partinin yuvarlak hesap 10 bin kaybedip rakibin 10 bin daha üzerine ilave etmesi gerekir ki bir vekillik gitsin. Bu çok zor bir ihtimal olmakla beraber nasip kısmını düşündüğümüzde ihtimal dâhilindedir. Sonuç her ne olursa olsun Aksaray için hayırlara vesile olsun vesselam.
Oğuzhan Osmanoğlu
Aksaray Siyasetinin Çirkin Yüzü
- Oğuzhan Osmanoğlu
- 17 Nisan, 2015, Cuma 00:00
- 16909
- FacebookSayfayı Beğen
- TwitterTakip Et
- YoutubeAbone Ol
- InstagramTakip Et
- LinkedinTakip Et
- RSSServisleri