Harun Atalay

Harun Atalay

Mail: atalay.ekspres@gmail.com

1000 Yıl Öncesini Yaşamak

 Ortaokul  3. sınıf öğrencisiyim

Ders Tarih ve Tarih Hocamız sözlü mülakat yapacağını söyleyerek sınıfa girmişti.

Eline sınıf isim listesini alan hocamız parmağını şöyle bir listede gezdirip

"Bugünün ilk şanslı ismi Harun gel bakayım tahtaya" demez mi?

Tarih hocaları genelde sert bir mizaca sahiptir ya da bize hep öylesi denk geldi.

Tahtada ben, karşımda "Sorduğum soruya cevap vermese de şöyle okkalı bir tokatı yüzüne yapıştırsam" diye bekleyen Tarih Hocam.

Sınıfta muazzam bir sessizlik, 38 öğrencinin endişeli bakışları...

Tarih Hocamız, Tarih kitabının tam da ortasını açarak

"Evet Harun Efendi anlat bakalım Ankara Savaşı'nı" demez mi!

Tahtada rahatlamış bir ben, bu rahatlama hareketimi gören, tokatı atamayacağı aklı kesen Tarih hocam...

"Ankara Savaşı" diye başladım.

"Ankara Savaşı, Osmanlı İmparatoru 1. Beyazıt ile Timur İmparatorluğu'nun Han’ı Timur (Aksak Timur) arasında 28 Temmuz 1402 yılında gerçekleşmiş, Timur İmparatorluğu'nun kazandığı bu savaş sonucunda Osmanlı İmparatoru Beyazıt esir düşmüştür"

Diye devam ederken tenefüs zili çalar...

Tarih Hocam eline not defterini alır, kalem hazırdır. Ama beni öğretmen masasının yanına çağırır

Suratıma okkalı bir tokat patlattıktan sonra

"Sözlü notun 10" der.

Sınıf arkadaşlarım ve ben de tokatın nedenini merak ederiz.

Hoca hemen o merakımızı giderir.

"Harun ben sana Ankara Savaşı'nı anlat dedim. Sen konuyu ve savaşı ezberlemişsin. Tokat bu yüzden" der.

Oysaki Tarih'e olan düşkünlüğüm sınıfça bilinirdi.

"Tarihini bilmeyen, tarihinden ders çıkarmayan bir toplum yok olmaya mahkumdur" der büyüklerimiz.

Tarih ve tarihimiz çok çok önemli ve bu öneme vurgu yapmak, genç nesilleri hatta tarihinden bir haber olanları uyandırmak için Aksaray'da bir hafta boyunca tarihe yolculuk yaptık .

Aksaray Belediyesi bu sene 33'üncüsü düzenlenen Ihlara Kültür Spor Festivalimiz'e yepyeni ama 1000 yıllık bir konsept eklemiş.

Bir hafta boyunca Selçuklu şehrinde dolaştık.

Kıl çadırlarda uyuduk, demiri döverek kap kacak yapıp,

Çocukluğun tadını çıkarıp, Çin mallarından uzak ahşabın sağlıklı oyuncaklarıyla oynarken,

Ecdadımızın yayık ayranını içerek, pekmezi yufkaya dökerek yiyip, nasıl bir yumrukta kefereyi yere serdiğine tanıklık ettik.

4 tekerlekli tam otomatik arabalarımızı bile sürmekte zorluk çekerken,

At üzerinde gece gündüz 3 kıtada hüküm süren yiğitlerimizin aslında ne büyük işler çıkardığına yakından tanıklık ettik.

Kılıçarslan Parkı'nda bir zaman makinasına bindik aslında.

Tarihte muhteşem bir yolcuk yaptık tadını çıkara çıkara.

Rüya gibiydi tek tek dokunduk bütün  hafızalarımızdan silinen değerlerimize.

Tek kelimeyle Muhteşem bir 1000 yıl yolculuğuydu.

Bu festival için 3 ay gece gündüz çalışan, didinen  emeğini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkürler.

Festivalin projesi karşısına gelir gelmez hayat bulması için tüm imkanları seferber eden Başkan Yazgı ve Valimizi ayakta alkışlıyorum.

Festivalin perde arkasında isimsiz karhamalar var, her yükü çeken ama hiç görünmeyen.

Özellikle onlara ve sevgili Güven Kemerkaya'ya biz de kimse duymadan sessizce teşekkür edelim .

Çok güzeldi be hocam TEŞEKÜRLER.

Kalın sağlıcakla Hepinizin kirpiklerinden öperim.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar