© Anadolu Ekspres 2021

"Sahip Çıkmazsak Doğu Türkistan Ve Halkı Tarih Sahnesinden Silinip Gidecektir"

İHH İnsani Yardım Vakfı; 20 yıldır Doğu Türkistan’da ve Doğu Türkistanlılar için çalışma gerçekleştiriyor. Bu bağlamda İHH tarafından hazırlanan raporda, birçok ihlalin söz konusu olduğuna değinildi.

 İHH İnsani Yardım Vakfı, Doğu Türkistanlıların yaşadığı zulmü göz önüne sermek adına yaptıkları çalışmaları rapor haline getirdi. Çin'in kuzeybatı sınır sahasını oluşturan ve Doğu Türkistan olarak da adlandırılan bölgede hemen hemen 23 milyonluk bir nüfus yer alıyor. Bu nüfusun yüzde 45'inin Uygurlardan, yüzde 40'ının ise Çinlilerden oluştuğu belirtildi.

"Doğu Türkistan'ın Yetkileri Çin Tarafından İhlal Edilmektedir"

Raporda; Doğu Türkistan'ın son 200 yıldır işgal altında olduğuna değinilirken, "Bugüne gelindiğinde ilhak sonrası oluşan yapıdan Doğu Türkistan'a da 1955 yılında otonom bölge statüsü verilmiştir. Doğu Türkistan’ın buradan kaynaklı hak ve yetkileri de yine Çin tarafından ihlal edilmektedir. Yerel diller ve kültürler yok edilmek istenmiş, dinî inanç ve ibadetler yasaklanmış, din adamları saldırıya uğramıştır. 5 Temmuz 2009’da yaşanan katliam dâhil olmak üzere katliamlar, yargısız infazlar, keyfî gözaltı, keyfî tutuklama, işkence ve idam cezaları ile doğum kontrolü politikası nedeniyle gerçekleşen ölümler ve nükleer denemelerden kaynaklı yaşam hakkına yönelik ihlaller sistematik olarak devam etmektedir. Tek tipçi anlayışla özellikle Uygur olanlara ve Müslüman olanlara hayatın her alanında ve hassaten kamu kurumlarında hizmet alan veya veren pozisyonunda ve sokakta da ayrımcı politikalar, fiiller uygulanmaktadır" denildi.

"Kur’an Eğitimi Neredeyse Tamamen Yasaklanmış Durumdadır"

"Uygur dilinin yasaklanması, kısıtlanması ve diğer ihlaller işgal süreci ile başlamıştır. Uygurca eğitimin anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim kurumlarından kaldırılması, üniversitelerde de eğitim dilinin Uygur dili ve edebiyatı dersleri dışında Çinceye çevrilmiştir" ifadelerine yer verilen raporda, "İnanç özgürlüğüne yönelik ihlaller Müslümanların asli ibadet mekânları olan camilerin içerisinde herkesin ibadet etmesine izin verilmemektedir. Devlet memurları, Komünist Parti üyeleri, emekliler, öğrenciler ve kadınların cami sınırları içerisinde ibadet etmeleri resmî olarak yasaktır. Tespit edilmeleri halinde öğrenciler okullarından atılma riskiyle, devlet memurları da mesleklerinden olma riskiyle karşı karşıya olup para cezalarına da çarptırılmaktadır. Bu yasak her cami girişinde bulunan tabelalarda belirtilmektedir. Ek olarak Kur’an eğitimi neredeyse tamamen yasaklanmış durumdadır. Çoğunlukla evlerde gizlice yapılan Kur’an eğitimleri ile telafi edilmeye çalışılmaktadır ama bu eğitimlerin tespit edilmesi halinde de polis baskınları ile hem çocuklar hem hocalar adi suçlular gibi hapis cezalarına çarptırılmaktadır. Bunlara ek olarak son dört yıl içerisinde dinî nikâh kıyılması, cenazelerin İslami usulle kaldırılması, türbe ziyaretleri ve açık alanlarda namaz kılmak gibi konularda yasaklar getirilmiştir. Şehirlerinde halk otobüsleri dâhil olmak üzere kamuya açık alanlarda peçe, vücudu tamamen örten pardösü, başörtüsü, üzerinde ay ve yıldız desenleri bulunan kıyafetlere ve uzun sakala yasak getirilmiştir" ifadeleri kullanıldı.

"Doğu Türkistanlı Kadınlar Fuhşa Zorlanıyor, Zorunlu Kürtaja Maruz Kalıyor"

Çinlilerin Uygur bölgelerine yerleştirilmesinin büyük bir sorun olduğuna değinilirken, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, Çin'in baskıcı politikalar izlediğine yer verilerek, "Doğum kontrolü politikası, zorunlu kürtaj, genç kızların zorunlu işçi olarak çalıştırılması, Doğu Türkistanlı kadınların fuhşa zorlanması gibi ihlaller ise özellikle kadınların yoğunlukla maruz kaldığı ihlaller arasındadır. Zorunlu kürtaj nedeniyle hayatını kaybeden, sakat kalan, psikolojik travmalar yaşayan kadınların sayısı Dünya Sağlık Örgütü’nün özel müdahalesini gerektirecek boyuttadır. Eğitimde fırsat eşitsizliği, eğitim özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, seyahat özgürlüğünün kısıtlanması, ayrımcı istihdam politikaları da özellikle gençlerin yaşadığı yoğun ihlaller arasındadır" denildi.

"Ha Doğu Türkistan Ha Filistin"

Doğu Türkistan'a ve orada yaşayan Doğu Türkistanlılara sahip çıkılmasının önemli olduğuna değinen İHH, "Sahip çıkmazsak Doğu Türkistan ve halkı tarih sahnesinden silinip gidecektir. Ha Doğu Türkistan, Ha Filistin. Urumçi de bizim! Gazze de. Mazlumun yanında, zalimin karşısında olmak inancımızın en temel esaslarından biridir. Zulüm unutulursa tekrar eder. Doğu Türkistan’ı unutmayalım, unutturmayalım" ifadelerini kullandı. Haber Bülteni

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER