Hazine ve Maliye Bakanı Elvan yılsonu büyüme beklentisini açıkladı

Çip Krizi Birçok Sektörü Olumsuz Etkiledi

Pandemi süreci küresel ekonomik gündeme ilişkin üç temel sorunu beraberinde getirdi. Bunlardan ilk küresel enflasyon oranındaki artış. Küresel emtia maliyetlerindeki artış girdi maliyetleri kanalıyla sanayicimiz etkiliyor. Gelişmiş ülke otoriteleri enflasyon eğilimindeki artışın geçici olacağını düşünse de bunun beklenenden daha kalıcı olacağını göz ardı edemeyiz.

Pandemi ile birlikte karşılaştığımız ikinci sorun tedarik zinciri ile ilgili sorunlar oldu. Çip krizi birçok sektörü olumsuz etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Küresel ekonominin önündeki üçüncü sorun ise borçluluk oranlarında yaşanan artışlar. Pek çok ülkede gerek kamu gerek özel sektör borçluluk oranlarının hızla yükseldiğine şahit oluyoruz.

 "Yüzde 8'in Üzerinde Büyüme Bekliyoruz"

Türkiye pandeminin gerek sağlık gerek sosyoekonomik mücadelede son derece başarılı oldu. Salgın ile mücadelede çoğu gelişmiş ülkenin sağlık sistemi yetersiz kaldı. Türkiye’de ise sağlık alanında daha önce hayata geçirdiğimiz güçlü altyapılar sayesinde başarı ile yürüttük. Salgın sürecinde kapsamlı politikalar uyguladık. Türkiye ekonomisi sağın sürecinde büyümeye devam etti. Sanayi büyümenin motoru haline gelmiş durumda. 2021’in ikinci çeyreğinde üretim ihracat ve baz etkisinin katkısıyla yüzde 20 üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğünü gösteriyor. 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz.

Yüksek Büyümeyi Düşük Cari Açık İle Gerçekleştireceğiz

Bu yılın büyüme performansı açısında dikkat çekici bir diğer özelliği de yüksek büyümeyi düşük cari açık ile gerçekleştirecek olmamızdır. Dünya ihracatından aldığımız pay artıyor. Cari açıktaki düşüş dış finansman ve ülke riski baskısını azaltmada da kritik bir rol oynayacak. 2021 yılında milli gelirin yüzde 3’ü civarında bir cari açık vermeyi bekliyoruz. Bu başarının temelinde Türk sanayisi bulunuyor.

Büyüme performansımız ile küresel ölçekte olumlu ayrışırken tüm dünyada olduğu gibi olumsuz yan etkileri de ortaya çıktı. Kurlardaki oynaklık enflasyon ve ülke risk primimiz artış gösterdi. Verimli ve nitelikli yatırım ortamı için düşük enflasyon, kur istikrarı, risk algısının azaltılması ve bekleyişlerin yönetilmesi kritik önemdedir.

Son Çeyrekte Enflasyon Eğilimi Düşecek

Yılın son çeyreğinde enflasyon eğiliminin belirgin bir düşüş sürecine girmesini öngörüyoruz. Temmuz ayında bütçe açığında nispi yükseliş oldu. Ancak bu dönemsel bir artış. Yurt içinde döviz cinsi borçlanmayı kademeli düşürmeye başladık. Yer içinde borçlanmanın vadesini 34 aydan 52 aya yükselttik. Bu önlemlerde faiz yükünü azaltarak bütçede alan oluşturmak, bu alanı da ihtiyaç duyulan yerlerde kullanmak istiyoruz. KGF destekli 3 yeni mekanizmayı başlatıyoruz. Mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Mevcut kaynaklarımızı seçici ve odaklı bir yaklaşımla ekonomik potansiyelimizi daha da geliştirmek için kullanacağız. Reel sektörün önünü açacak belirsizliği aşacak, karşılaşabileceğiniz pürüzleri giderecek tüm adımları atmaya devam edeceğiz. Haber Bülteni