© Anadolu Ekspres 2021

“Alırken Bol Kepçe Kullananlar, Verirken Kaşığı Bile Çok Gördü”

Türk Eğitim –Sen Aksaray Şube Başkanı Ali Toprak, “Öngörülebilir ekonomi anlayışı ile çıkılan yolda memur ve emekliye eksi %6,5 zammı reva görmek, memurun ve emeklinin gözden çıkarıldığının ifadesi midir?” dedi.

Türkiye Kamu-Sen Aksaray Şubesi, 15 Temmuz Milli İrade Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Kamu-Sen İl Temsilciği adına Türk Eğitim-Sen Başkanı Ali Toprak, basın açıklamasını gerçekleştirdi.

 Devletin vergiye yüksek zamlar yapmasına karşılık memur ve emekliye yeterli zam yapmadığını ifade eden Başkan Toprak, hakların iyileştirilmesi ve maaşlarda düzenlemeye gidilmesini talep ettiklerini söyledi.

“Alın Terimiz Buharlaşmasın, Hakkımızı İstiyoruz”

“Adaletsizliğe sessiz kalmayacağız” diyen Kamu – Sen İl Temsilciği adına Türk Eğitim-Sen Başkanı Ali Toprak, açıklama yaparak, “Alın terimiz buharlaşmasın, hakkımızı istiyoruz. Tüm kamu çalışanları, emekliliklerimiz ve halkımız adın Aksaray Meydanı’ndayız. 2025 yılının ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olması, bolluk, bereket ve refah getirmesi temennilerimle sözlerime başlamak istiyorum. Enflasyon rakamlarının açıklanması, memur ve emekli zamlarının belli olmasıyla, bu umudumuzu kaybettiğimizi de üzülerek söylemeliyim. Hepimizin bildiği gibi 2024 enflasyonu %44,38 oldu, son 6 aylık dönemde memur ve emeklilerin maaşlarının %5,75 eridiği resmi olarak açıklandı” dedi. 

“Ekonomideki Olumsuzlukları Memura Mal Ederseniz, Toplumu Enflasyon Canavarına Kurban Verirsiniz”

"Geçtiğimiz yıl kira %58,5, gıda %43,6; okul %91,6, sağlık %47,6, haberleşme %34, giyim %32,8 zamlandı. 2025 yılı için de enflasyonun en düşük %21 tahmin edildiği bizzat Merkez Bankası tarafından açıklandı” diyen Toprak, “Durum böyleyken yeniden değerleme oranı da %43,93 olarak belirlendi. Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi ve diğer vergi ve cezalar bu rakama göre artırıldı. Yani kamu, kendi alacaklarına %44 zam yaptı. Memur ve emekliye geldiğinde ise %6+%5 yeter dedi. Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü. Alırken bonkör, verirken cimri oldular. Bütün harcamalar %40'ların üzerinde artmışken maaşlara kümülatif %11,3 zam yapmayı yeterli gördüler. Biz diyoruz ki; nimette külfette adalet olsun. Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün. Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün. Memurun emeklinin yüzü gülsün. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz” açıklamasında bulundu.

“İçinde Adalet Olmayan Maaş Sisteminin Refah Getirmesi Mümkün Değildir”

Çalışanların sürekli olarak fakirleştiği bir milletin ilerleyemeyeceğini söyleyen Toprak, “Enflasyon farkı sıfır zam demektir; o da sonradan verilen bir telafidir. Bu maaş politikasıyla kamu, memur ve emekliye karşı sürekli borçlanmaktadır. Elma ile armudu toplayıp enflasyon farkı ile cüzi bir artış yapıp bunu da memura emekliye zam diye anlatmayın. Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza, emeklinize de o oranda zam verin. İçinde adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir. Memuru, emeklisi mutlu olmayan ülkenin mutlu olması mümkün değildir. Refah payı olmayan maaş artışına zam denmez.

Bu yapılan ön ödemeli enflasyon tazminatıdır. Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin %17,5 olduğu yerde %6+5 zam izaha muhtaçtır. Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan eriyecek demektir. Bu, açıkça ‘ben sizi enflasyona ezdireceğim’ demektir. Biz ne bu ay verilecek olan enflasyon farkı destekli %11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif %11,3'ü zam olarak kabul etmiyoruz. Enflasyon buysa o zaman zam nerede? Yok eğer bu zamsa o zaman enflasyon nerede? Bütçe açık veriyorsa, bunu memurun, emeklinin rızkından kesip kapatmayın. Zaten alım gücü sürekli düşerken, daha fazla fedakârlık beklemeyin” açıklamasında bulundu.

“Yaşam Maliyetlerinin Maaşlardan Fazla Artması, Katlanamaz Neticeler Doğuruyor”

Memurun, emeklinin gelirinin artmadığı bir ortamda verginin de sürekli artış gösterdiğini ifade eden Toprak, “Bu da yaşam maliyetlerinin maaşlardan fazla artması sonucunda katlanamaz neticeler doğuruyor. Memur, emekli, hakkı olmayanı istemiyor. Başkasının kaynağını bize aktarın demiyor. Milli gelire yaptığı katkının, alın terinin, emeğinin hakkını istiyor. Hepimiz milletimiz ve devletimiz için her türlü fedakarlığı yaparız. Ancak bu fedakârlık adil ve eşit dağıtıldığında anlam kazanır. Fedakârlık yapanların üstüne basarak yükselenlerin olduğu yerde refahı da kimlerin alacağı bellidir. Öngörülebilir ekonomi anlayışı ile çıkılan yolda memur ve emekliye eksi %6,5 zammı reva görmek, memurun ve emeklinin gözden çıkarıldığının ifadesi midir?

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emekli maaşlarının yeniden değerleme oranına göre güncellenmesini, üzerine refah payı eklenerek gerçek anlamda bir zamma kavuşturulmasını talep ediyoruz. Ek zam ve refah payının kalıcı bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz. Gelir vergisinin adaletle düzenlenmesini, herkesin kazancı ile orantılı bir vergilendirmeye tabi tutulmasını bekliyoruz. Bunun için de memurların gelir vergisi dilimi %15'te sabitlensin diyoruz.

Bütün ödemeler, bilhassa ilave ek ödeme emekli maaşına eklensin, emeklinin de yüzü gülsün evi şenlensin istiyoruz. Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltileceği sözü, unutulmasın diyoruz. Maliye yetkililerinin, kamu çalışanlarını her sıkıntılı durumda başvurulacak ekonomik kaynak olarak görmekten vazgeçmesini bekliyoruz. Maaş sorununa kökten çözüm üretecek politikalar belirlensin diyoruz. Aksi halde ek zamsız refah olmaz, bu zamla karın doymaz” dedi. Haber: Kemal Onur Atalay 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER